Primo Levi’nin kaleme aldığı bu eser, yazarın Auschwitz Toplama Kampı’nda yaşadıklarını anlatan bir otobiyografik metindir. Kitap, İkinci Dünya Savaşı sırasında faşizme karşı direnen ve sonrasında toplama kampına gönderilen Levi’nin, insanlık dışı koşullar altında yaşadığı deneyimleri ve gözlemleri olağanüstü bir nesnellik ile aktarır.
Levi’nin eseri, Nazi zulmünün ve toplama kamplarının acımasızlığını, insanın insana uygulayabileceği fiziksel ve ruhsal şiddeti detaylı bir şekilde ele alırken, aynı zamanda milyonlarca insanın çığlığını da duyurmayı amaçlar. Yazar, yaşadıklarını unutturmamak ve tarihin karanlık sayfalarını aydınlatmak için yazmıştır.
Kitap, insan olmanın ve insanlık onurunun ne anlama geldiğini sorgulayan derin bir metindir ve okuyucuya, yaşananların sadece tarihte kalmadığını, aynı zamanda bugünün ve geleceğin vicdanı için de önemli olduğunu hatırlatır. Levi’nin anlatımı, yaşadığı zorluklara rağmen umudu ve direnci vurgular ve okuyucuya, insanlık durumunun en karanlık yönlerini anlamada rehberlik eder.