"Çocukluğum çok güzel geçti. Annem gerçek bir süper kahraman. Haftada altı gün çalışıp bir yandan da dört çocuk büyütmesinin ne kadar muhteşem bir iş olduğunu ancak büyüyünce anlayabildim."
youtu.be/s9uVp1My1A0
en fazla 3-4 yaşında olan bu çocuklar gerçekten kendilerinin "pis, kötü, sevimsiz" olduğunu mu düşünüyor? yıkıcı bir yanıt olacak ama evet. henüz çocukken; eşitlik, insan hakları, adalet gibi ilkeleri çevremizden gözlemlediğimiz davranışlardan öğreniyoruz ve üç yaş gibi küçük yaşlarda tutumlarımızın bilişsel, duygusal ve davranışsal öğelerini ortaya çıkarmaya başlıyoruz. sadece 4 yaşına geldiğimizde bile çevremizden depoladığımız kültürel kalıp yargıları öğrenmiş ve desteklemiş oluyoruz. hayır, hiç kimse bir başkasından teninin rengi, sosyal geçmişi ya da dini yüzünden nefret ederek doğmuyor: öğreniyoruz. kalıp yargılarımızı değiştirmemiz epey zor. -mış gibi yaparak davranışlarımızı değiştirebilir ve bunları tutumlarımıza yansıtmaya çalışabiliriz en azından değil mi? hiç kimse; ten rengi, dini, dili, cinsiyetiyle yargılanmayı hak etmiyor.
nefret etmeyi öğrenebilen bir insan sevmeyi de öğrenebilir. sevgi, insanın kalbine nefretten daha doğal gelir. / nelson mandela
Coronodan Geliserek cıkalım baslıği ile yayinlayan bu sayıda yasadiğımız karantina gunlerinde yasamamiz muhtemel sorunlara güzel cevaplar verilmis. Okurlardan gelen sorulara da güzel cevaplar verilmis.Konulara yaklasim tarzi bilimsel.Severek okudum.Psikoloji alanina iliskin guzel bir dergi.Ülkemiz adina guzel bir kazanim.
Yaşadığımız çağın en çok öne çıkan özelliklerinden
biri teknolojinin kullanımı. Günlük hayatta bilgiye
kolay erişim beraberinde yeni öğrenme, düşünme,
iletişim kurma biçimleri getiriyor. Bazılarımız
kendini hızla yeniliklere adapte ediyor. İş hayatını
ofis dışına taşıyıp, sevgilisiyle sanal uygulamalarda
tanışıyor ve arkadaşlarıyla sosyal
“Hayattaki anlamlı en küçük
şey bile anlamsız en büyük şeyden
daha değerlidir.”
Carl Gustav Jung, psikiyatr
1. Bir kereden bir şey olur mu?
Madde kullanmaya başlamadan önce merak ve
korku duyulabilir. Bu duygular, bağımlılık
döngüsüne atılan ilk adımdır. Kişi, “Bir kereden
bir şey olmaz” diyerek madde kullandığı
takdirde kısırdöngünün içine