Rafet Arslan sözleri ve alıntılarını, Rafet Arslan kitap alıntılarını, Rafet Arslan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
PKD’nin 70’lerin başlarında sadece Okat Bilimkurgu serisinde bir iki çevirisi vardı. Biz onları tabii seksenlerin başlarında okuduk. 80’lerin ortalarında elimizde sadece Asimov ve bir de Clark’ın 2001 çevirisi vardı. Bilimkurguyu okumak isteyen benim gibiler daha çok Baskan Bilimkurgu serisiyle o edebiyatın içine girdiler. Baskan’da hiç Dick yoktu ama biz Baskan sayesinde bir şekilde Okat’ı ileriden geriye doğru keşfettik. Orada iki kitabı vardı. Biri ‘Uzayda Suikast’ diğeri de ‘Yaratılan Dünya’. İyi çeviriler değildi onlar. “Bu herifte bir şey var ama tam nedir?” diye soruyorduk.
Diğer yandan seksenlerin sonunda sinema üzerinden anlamaya başladık Dick’i. Filmler o zaman ülkemize güncel gelmiyordu. Dört beş sene sonra geliyordu sinemalara ya da VHS’lerle geliyordu. ‘Blade Runner’ diye bir şey olduğunu biliyorduk o zaman, yabancı dergilerden filan. Ama gecikmeli izledik filmi. İzlediğimiz anda da vurulduk. O zaman dış sesli ilk versiyon vardı, ki ben onu çok severim tuhaf bir şekilde. Herkes Director’s Cut’ı seviyor. Dış sesli versiyon, Harrison Ford’un kara film üslubunda sürekli arkadan konuştuğu versiyondu.
Daha çok kitaptaki gibi.
"David Bowie 3. Dünya Savaşı'nda nasıl bir rol
üstlenebilir?" diye sordu kadın.
Gözlerinin içine baktım; sözlerinden korkutucu bir
biçimde deliliği(mi)n bulaşıcı olduğunu o an kavradım.