Birisinin adı asker, birisinin de yolcu imiş
Bu muharebe akşamüstü bitmişti. Yürüyüş kolunu tekrar kurduk ve güneş batıncaya kadar takibe devam ettik. Karaköse'ye on kilometre kadar yaklaşmıştık. Ben, en önde giden tümen süvari bölüğü ile birlikte gidiyordum. Elimizdeki iki yüz bin mikyaslı kurmay haritalarının son paftasını da tamamlamıştık. Bundan sonra yürüyüşü artık haritasız yapacaktık . . Binaenaleyh, yürüyüş istikametini bildiren mevkileri ancak kılavuzlar vasıtasıyla tayin edebileceğiz. Süvari bölük kumandanı beni geceleyin kendi mahruti çadırına aldı. Uyumazdan önce sabahleyin çok erken civar köyler den ve nereden olursa iki üç kılavuz tedarik etmelerini söyledim. Süvari çavuşu iki adam bulmuş, beni gün ağarırken uyandırdı. Acaba bu adam lar Türk mü idi? Önce bir soruşturayım dedim. Birisine adını sordum:
"Benim adım asker" cevabını verdi. Allah Allah olur ya burada asker adlı insanlar da var demek, Ötekine sordum: "Benim adım yolcu" dedi. Kırk kırkbeş yaşlarında iki köylü. Merak ettim, yahu senin adın neden asker, seninki neden yolcu? ..
- Efendim, ben 1878 Harbi'nde Kars'ta doğmuşum, o zaman Kars'a çok asker gelmiş, bu yüzden babam benim adımı asker koymuş. Ötekisi:
- Efendim ben de Karslıyım, o zaman halk Kars'tan göç ederken ben yolda doğmuşum bu yüzden benim adımı yolcu koymuşlar.