1969 yılında Manisa’nın Turgutlu ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Manisa’da tamamladı. 1995 yılında Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden mezun oldu. Halen aynı üniversitede Basın Ekonomisi ve İşletmeciliği alanında mastır yapmaktadır.
Mezuniyet sonrası kısa bir süre çeşitli ulusal gazetelerde muhabirlik yaptı. Ardından 1995 – 1997 arası GOPAŞ’ta (Gaziosmanpaşa İnş. Yat. Taah. Hiz. A.Ş) Basın Danışmanlığı ve 1997 – 2006 yılları arasında İstanbul Gaziosmanpaşa Belediyesi’nde Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü olarak görev yaptı. 1998 yılında özellikle yakın tarihin önemli olaylarından 1877 – 1878 Osmanlı-Rus Savaşı ve savaş sonrası gelişmelere ışık tutan “Plevne Kahramanı Gaziosmanpaşa” isimli çeviri bir eserin görsel tasarım ve editörlüğünü gerçekleştirdi.
2006 – 2008 arası İstanbul Büyükşehir Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanlığı’na bağlı Eğitim Müdürlüğü’nde Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı.
Temmuz 2008’de Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde Basın - Yayın Şube Müdürü olarak göreve başladı. Eylül 2010'da Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı’na atandı. Daha sonra ise Aralık 2015 Ayında yeni kurulan Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesine Daire Başkanı olarak atandı.20.09.2016 tarihinde Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı görevine atanan Raşit Fidan, halen bu görevi sürdürmektedir. Evli ve 2 çocuk babası olup, orta seviyede İngilizce bilmektedir.
GAZİ OSMAN PAŞA TÜRKÜSÜ
Merdivenden indirdiler
Han kayığına bindirdiler
Kalk gidelim Osman Paşa
Bizi şimdi öldürürler
Kaleden toplar atılır
Moskof İslama katılır
Osman Paşa'nın elinden
Beş on top birden atılır
Karadeniz akar gider
Akdenizi yıkar gider
Şimdi Gazi Osman Gelir
Moskovayı yıkar gider
Karadeniz akmam diyor
Akdenize bakmam diyor
Yüzbin moskof gelmeyince
Ben yerimden kalkmam diyor.
TUNA MARŞI
Tuna nehri akmam diyor,
Etrafımı yıkmam diyor,
Şanı büyük Osman Paşa
"Plevne'den çıkmam!" diyor.
Kılıcımı vurdum taşa,
Taş yarıldı baştan başa,
Namı büyük Osman Paşa,
Askerinle binler yaşa.
Plevne'den bir ses geldi
O ses yüreğimi deldi
Ah o günler ne güzeldi
Ayrılmıştık otuz sene
Şanlı meydan geldik yine.
Plevne dedikleri küçük kasaba
Rus askeri çoktur gelmez hesaba
Osman Paşa cesur muydu?
"-Ne dediniz? Cesur mu?
Cesur da söz mü a be evladım...
Bir kere çok iyi nişan atardı... Uçan pireyi vuracak kadar.Teftişlerini kendisi yapar; uykusu az olduğu için her gece başka bir yaveri ile devriyesini, yoklamasını sık sık yapardı".
Günün birinde Arap Askerleriyle Arnavut Askerleri arasında bir kavga çıkar. Kavga büyür, isyan ve muharebe halini alır. İki kışla arasında yaylım ateşleri taati edilmeye başlanır. Saray telaş içinde... Abdülhamit telaş içinde... Kimse müdahaleye cesaret edemez. Nihayet Osman Paşanın vaka mahalline giderek isyanı bastırmasını Abdülhamit irad eder. Paşa, iki kışla arasındaki kurşun yağmuruna göğüs gererek tek başına garnizon meydanına gelir ve kükremiş bir aslan sesi ve heybetiyle "Ateş kes!" emrini verir. Paşanın şahsiyeti ve ölümü istihfaf edercesine verdiği bu emr-i kumanda derhal askerin maneviyatına tesir eder ve ateş kesilir, isyan bastırılır.
Abdürrahman Şeref merhum, vakayı anlattıktan sonra: "-Evlatlarım!... Bu derece cesaret ve bu derece metanet ancak ecele inananların kârıdır" demişti.