Raşit Kısacık Sözleri ve Alıntıları
Raşit Kısacık sözleri ve alıntılarını, Raşit Kısacık kitap alıntılarını, Raşit Kısacık en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bunlar, bu vahşeti yaptıktan sonra nasıl yemek yediler, akşamları çocuklarını nasıl okşadılar insan bunu asla anlayamıyor.
Sayfa 76
Hayatı çalınmış içeridekiler var, bir de hayatından “anlam” çalınmış dışarıdakiler
Sayfa 138Kitabı okudu
Hasan Cemal bana " eğer biz gazeteciler Diyarbakır Cezaevi'ni , insanlığa karşı işlenen suçların yaşandığı korkunç bir mekân olarak o dönemde tam sergileyebilmiş olsaydık , Türkiye'de belki bazı şeyler değişirdi. Ama biz orada yaşananları kıyısından ,köşesinden anlattık . " Dedi.
Sayfa 75 - Ozan yayıncılık
Bunlar insan olamaz .
Bunlar , bu vahşeti yaptıktan sonra nasıl yemek yediler , akşamları çocuklarını nasıl okşadılar ? İnsan bunu asla anlayamıyor .
Sayfa 76 - Ozan yayıncılık
Özgürlüğün ve hakkın bedeli vardır. Mücadelesi verilmemiş hiçbir hak kişiyi bulmaz .
Sayfa 177 - Ozan yayıncılık
İnsanlar sadece Kürt olduğu için Diyarbakır cezaevine konuldu. Onlara; Siz Kürt değilsiniz Türksünüz denildi.
Sayfa 141Kitabı okudu
"Hayatı çalınmış içeridekiler var, bir de hayatından 'anlam' çalınmış dışarıdakiler "
Sayfa 176
Düşünemeyen, tepki veremeyen, seçemeyen, seçtiğini koruyamayan, sorunlarını konuşamayan insan dışarıda olsa da mahkumdur.
Sayfa 138
Bu zindan denilen gezegende her şey ama her şey sana karşı kullanılabilecek bir silaha dönüşebilir. Hiçbirine tiryaki derecesinde bağlanmamalısın.
Sayfa 85
Benim için bilmek , tanımak yetmiyordu. Dünyayı değiştirmek gerekiyordu .
Sayfa 194 - Ozan yayıncılık
...Türkleri ortak düşman kabul ettiler ve karşılıklı ilgilerinin ortaklığı onları genel bir barışmaya götürdü
Sayfa 59Kitabı okudu
(...)
"İnsana ne katar , insandan ne götürür bunca yıl?"
Sayfa 176 - Ozan yayıncılık
Özgür olan kim?
Düşünemeyen, tepki veremeyen , seçemeyen, seçtiğini koruyamayan, sorunlarını konuşamayan insan dışarıda olsa da mahkumdur.
Sayfa 176 - ozan yayınıncılıkKitabı okudu
Ruhun şad olsun, Esat Oktay Yıldıran
Sonra bir gün koridordan çok acı bir ses geldi; inleyerek, ama çok acı bir iniltiyle “Neee mutluuu Türküm diyeneee” diyordu, sesi uygun adıma yakın bir tempoyla geliyordu. Birkaç gün sonra anladık ki, komşu bir koğuştan bir adama cop sokup yürütmüşler, cop adamın içindeyken yürütüyorlar. Ama çok acı bir sesti, hiçbir işkence seansında duymadığım bir iniltide sesti...
Yaşadıklarımızın bize kattıkları var, aldıkları var.