Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rauf Ahmed Müceddidi

Marifet Deryasından İnciler yazarı
Yazar
9.2/10
9 Kişi
48
Okunma
6
Beğeni
817
Görüntülenme

Öne Çıkan Rauf Ahmed Müceddidi Gönderileri

Öne Çıkan Rauf Ahmed Müceddidi kitaplarını, öne çıkan Rauf Ahmed Müceddidi sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Rauf Ahmed Müceddidi yazarlarını, öne çıkan Rauf Ahmed Müceddidi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Demişler ki kalp boş durmaz. Mâsivaya veya matluba bağlanır. İnsan uyanık olduğu müddetçe, beş duyu organı casus gibi âlemin haberlerini kalbe ulaştırır, kalpte dağınıklık meydana getirir. Kalbin sahibi kalbine teveccüh edince, sanki kalbin etrafında bu teveccühten bir kale meydana gelir. Dışarıdaki haberlerin kalbe ulaşmasına mani olur. Bu sırada gönül en yüksek maksada bağlanır. Çünkü kalp boş durmaz. Mâsiva düşüncelerinden alıkonunca çaresiz kalır. Asıl maksada dönmekten başka işi kalmaz.
404 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
18. Yüzyılın sonlarında Nakşibendiyye yolunda iz bırakmış, “Silsile-i Aliyye” adı verilen alim ve velilerin 28’incisi olan Abdullah-ı Dihlevî’nin (kuddise sirruhu) sohbetleri ile toplam 167 Meclis’ten oluşmaktadır. Mütercimin önsözünde bahsedildiği gibi anlaşılması güç konular örneklerle akla uygun hale getirilerek, sade bir üslupla hazırlanmış. Her meclis genel itibari ile 2-3 kadar sayfada sonlanıyor. Sayfaların alt bilgisinde geçen ilmi tanımlamaları, akli kütüphanemize atılması konusunda çokça faydalı bulduğumu belirtmek isterim. Hidayet eylerse Mevla’m kalbi kütüphanemize de düşürsün. Güzel olan şu ki her mecliste Abdullah-ı Dihlevî hazretlerinin (ks) huzurunda bunu kaleme alan halifesi Ahmet Raif Müceddidî’nin yanında dizlerimi büküp oturarak minnet ile dinlemiş gibi oldum. Rabbim bu sohbetlerden feyz almayı nasip, bir yanlış lafzım oldu ise şu fakîr kulunu affeylesin. İnceleme bu aciz kulun haddine değildir vesselam.
Marifet Deryasından İnciler
Marifet Deryasından İncilerRauf Ahmed Müceddidi · Semerkand Yayınları · 201540 okunma
Reklam
Kırk senedir gözümün önüne seyretmem için cennetin kapılarını açıyorlar. Ben gözümü başkasından emanet aldım, ondan başkasına bakmam. Şeyh Mimşâd ed-Dîneverî hazretleri (kuddise sırrıhû)
Huzur, kalbin Allah isminin manasına teveccüh etmesidir. Nasıl ki başta iki göz vardır, kalpte de bir göz hâsıl olur ve bu göz hakiki sevgilinin cemaline bakarak hayran kalır. Hâce Bahâeddin-i Nakşibend hazretleri (kudise sırruhû)
Ümmette fazilet
Huzurlarında Resûlullah’ın (sav) ashabının faziletinden söz açıldı. Abdullah-ı Dihlevî hazretleri buyurdular ki: “Bütün ümmetin en faziletlisi ve en şereflisi Hulefâ-yi Râşidin’dir. Yeryüzünün dört yanına hidayet, bu dört halife vasıtasıyla ulaşmıştır. Onlardan sonra ümmetin en üstünü aşere-i mübeşşeredir. Hiçbir kimse onların kemalinin yüzde birine ulaşamamıştır. Böyle bir müjde onlardan başkası hakkında hiç işitilmemiştir. Bunlardan sonra Bedir Savaşı’na katılan sahabiler gelir. Onların her biri şehadet ve vilayet semasının parlayan ayıdır. Bu sahabilerden sonra ümmetin en üstünü Bey’atürrıdvân’da bulunan ashâb-ı kirâmdır. Bu sahabiler ağaç altında Resûlullah’a (sav) biat edip iman nehrinin suyuna kanmışlardır. Sonra ashâb-ı Uhud’dur. Bütün ümmetin evliyası, onlardan birinin derecesine ulaşamamıştır. Bunlardan sonra diğer bütün ashap gelir. Zamanın ve zeminin serveri Hz. Peygamber’e iman ederek onu gören veya Resûlullah’ın kendisini gördüğü her kimse, o büyüklerin zümresine dahildir.”
Kişi iftitâh tekbirini alıp namaza durduğunda, ayaktayken, bedenim ve kalbim Allah Teâlâ’nın huzurunda durmakta, rükûa varınca, bedenim ve kalbim yüce Allah’ın huzurunda rüku ediyor, secdeye varınca, bedenim ve kalbim bargâh-ı kibriyâda (Hak Teâlâ’nın huzurunda) secde ediyor diye düşünür. Ya Rabbi! Bedenim ve hayalim sana secde etti. Kalbim sana iman etti.
Reklam
Bir gönlüm var ama o gönülde yüz türlü mahrumiyet var. Kanlı gözüm yenimde, göz yaşımda tûfan var. Kıyamet gününde herkes elinde defteriyle gelir, ben ise sevgilinin tasviriyle orada olurum. Hâce Muhammed Can Kudsî-i Meşhedî
Hasan-ı Basri
Hasan-ı Basri
•••••••••(641, 728)
İmam-ı Azam Ebu Hanife
İmam-ı Azam Ebu Hanife
••••(699, 767)
İmam Malik
İmam Malik
•••••(711, 795)
İmam Şafii
İmam Şafii
•••••(767, 820)
Cabir bin Hayyan
Cabir bin Hayyan
•••••(721, 815)
Harizmi
Harizmi
••••••••(780, 850)
Ahmed Bin Hanbel
Ahmed Bin Hanbel
••••••(780, 855)
Haris El Muhasibi
Haris El Muhasibi
•••••••(781, 857)
Şu bedenimde her bir tüy dile gelse bile, senin şükrünün binde birini bile eda etmeye gücüm yetmez.
Sayfa 213 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
Yemeğe Besmele ile başlamak sünnetdir.
Yine buyurdular ki: Yemeğe Besmele ile başlamak sünnetdir. Nitekim hadîs-i şerîfde şöyle bildirilmişdir: Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” yemeğe “Bismillah” diyerek başlardı. (Sizden biriniz yemek yiyeceği zemân Bismillah desin. Eğer unutursa, hâtırlayınca başı ve sonu için Bismillah desin) buyurdu. Bu hadîs-i şerîf, Müsned-i Ahmedde ve İbni Mâcede rivâyet edildi. Bir hadîs-i şerîfde de buyurdu ki: (Besmele çekilmeyen yemekden şeytân yir) Bu hadîs-i şerîf, Müsned-i Ahmedde ve Müslimde rivâyet edildi. Eshâb-ı kirâm dediler ki: Yâ Resûlallah! Yemek yiyoruz doymuyoruz. Buyurdular ki: (Her hâlde siz yemeği ayrı kablarda yiyorsunuz). Evet dediler. Buyurdular ki: (Bir kabdan birlikde ve Besmele ile yiyiniz). Bu hadîs-i şerîf, Müsned-i Ahmedde ve Sünen Ebû Dâvüdda rivâyet edilmişdir. Sonra Hazret-i Îşân buyurdu ki: Yemek yirken Besmele ile başlamak, yemekden şehvânî ve nefsânî kuvvet hâsıl olmaması için, aksine, o yemek ile sırf ibâdet ve tâ’ate kuvvet vermesi için Allahü teâlâdan yardım istemekdir.
Sayfa 141Kitabı okudu
200 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.