Xaden, "Tüm hançerleri yanına al," deyince irkildim.
"Zaten on iki tanesi de yanımda." Eşyalarımı çantama atmaya devam ettim.
"Güzel."
"Uçuş sahasında görüşeceğiz, değil mi?" Veda etmeden giderse onu bulup kendi ellerimle öldürürdüm,
"Evet."
"Bunu da nereden çıkardın?"
"Ne bileyim. Üzerinde kocaman durduğu ve tam şurada üç yıldız olduğu için olabilir mi acaba?"
"Herhangi bir üçüncü sınıfa ait olabilir."
"Omzundaki Dördüncü Kanat nişanıyla mı?"
"Bu ihtimalleri sınırlıyor tabii,"
"Bir de o yıldızların altında bir kanat lideri amblemi varken, değil mi?"
"Dışarıda donacaksın.''
"Bir şey olmaz." Dizlerimin üzerine çöküp kayıp hançeri buldum, tekrar ayağa kalkmadan önce onu kınından çekip çıkardım.
"İşte." Xaden uçuş ceketlerinden birini üzerime atınca saçlarım altında kaldı. "Garrick haklıysa ve saldırı altındaysak tahminimce daha büyük yaştakilere orta bölgelerdeki mevkilerde görev emri vereceklerdir, bu yüzden toplantı alanında çok uzun süre kalmamalısın. Üşüdüğünü düşünmeye katlanamam."
Yani gidecekti.
"Ben seni hak etmiyorum. Ama yine de seni bırakmayacağım."
"Güzel. Çünkü sanırım sana aşığım."
"Sanıyor musun? Yoksa emin misin?"
"Eminim. Sana o kadar çılgınca aşığım ki hayatımın sensiz nasıl olacağını hayal bile edemiyorum. Muhtemelen bunları söylememeliydim ama bunu yapacaksak hislerimiz konusunda dürüst olmalıyız."