Recep Ardoğan Gönderileri
Recep Ardoğan kitaplarını, Recep Ardoğan sözleri ve alıntılarını, Recep Ardoğan yazarlarını, Recep Ardoğan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan, "benlik' olarak 0 rakamı gibi nötr'dür.
Nerede durduğuna göre
değer kazanır: 01 ve 10 gibi.
Sayfa 191Kitabı okudu
Bazen ayrılık olur; ayrılık, kıymet bilmek için fırsat olur. Yine kıymet bilmezse bir kimse, asla hak etmiyordur.
Sayfa 141Kitabı okudu
Rüzgâr esmezse dâneler, samandan ayrılmaz.
(H. Bektaş)
Sayfa 63Kitabı okudu
Bazen unutmak, kurtulmaktır. Ufka koşarken ayağına dokunan çakıl taşlarına takılmamaktır.
Sayfa 54Kitabı okudu
İnsan,aslında,
Duyuşu(kalbinde neler hissettiği) ve
Duruşu(çizgisi ve istikameti)kadar insandır.
Sayfa 59Kitabı okudu
Uzmanlar,upuzun ama dümdüz yolun trafik kazalarına yol açtığını tespit etmektedir. Çünkü yolun virajsız dümdüz uzaması,bir noktadan sonra sürücülerin dikkatinin dağılmasına yol açmaktadır. Hatta sürücülerde uyuşukluk ve uyuklamaya sebep olmaktadır. İşte hayat da böyledir. Dönemeçlerin,dar boğazların olmadığı bir hayat, uyuşukluk ve tembelliğe yol açmaktadır.
Sayfa 121Kitabı okudu
Kabus, Namustur.
"Kabus, bir milletin hafızası, yani kendisi;heyecanıyla, hassasiyetiyle, şuuruyla. Kabusa uzanan el, namusa uzanmıştır. Her mukaddesi yıkan Fransız ihtilali, tek mukaddese saygı göstermiş:Kamusa...." (Cemil Meriç, Bu Ülke, 19.)
Sayfa 334
Allah'a iman edenler Allah'a yönelik bir zihniyet oluşturmalıdırlar...
Esasen İslam'da üstünlük takva iledir ve kimin daha takvalı olduğunu da Allah bilir. Dolayısıyla dünyada iken şu şundan üstündür/efdaldir demenin hiçbir mantıklı izahı yoktur; fakat mezhep tarafgirliği zaman zaman insanlar kendi konumlarını meşrulaştırmada nasları aşın bir bi çimde yorumlayarak kendi konumlarını netleştirmelerine yol açabilmektedir.
Mutezile'ye göre kullar fiillerini özgür iradeleriyle yaparlar. Bundan dolayı da yaptıklarından sorumludurlar. Bu fiillerin yaratılmasında Allah'ın müdahelesi yoktur. Fiili kul değil de Allah yaratmış olsaydı, kulun Allah'ın yarattığı fiilden dolayı cezalandırılması ya da mükâfatlandırılması söz konusu olmazdı. Aksi takdirde bu adalet değil, zulüm olmuş olurdu.
Vâsıl b. Ata şöyle der: "Ben, büyük günah işleyen hakkında mutlak olarak ne mümindir ne kafirdir, diyemeyeceğim. Belki o iki mertebe arasında bir mertebededir (el-menziletu beyne' menzileteyn). Dolayısıyla o mümin de değildir, kafir de değildir.