Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Recep Yılmaz

Recep YılmazÇerçici yazarı
Yazar
Editör
8.7/10
26 Kişi
73
Okunma
10
Beğeni
2.071
Görüntülenme

Hakkında

2003’ten bu yana hikâye ve anlatı konularıyla ilgilenmektedir. İlgisini, zamanla, sistematize ederek akademik alana da taşımış; Aralık 2014’te, “Anlatı Yoluyla Dünyanın Zihinsel Alanda Yeniden Kurulumu” başlıklı tezi ile doktor; “Anlatıbilim” ve “Anlatısal Reklamcılık” ana başlıklarında ülkemiz ve dünya literatürüne yaptığı katkılar neticesinde Ağustos 2018’de doçent unvanı almıştır. 2020 itibariyle, estetik anlayışının artık olgunlaştığına kani olup, edebiyat alanında eserler üretmeye başlamıştır. Yılmaz’ın yazın politikasını üç ilke şekillendirmektedir: (1) Anlatı, hakiki bir hikâye üzerine inşa edilmelidir. (2) Yazar, anlatısını, bilinen sınırların ötesine uzanacak şekilde kurmalıdır. (3) Anlatı, dünyanın bilinen hâlini kurgu vasıtasıyla yeniden şekillendirip, okuyucunun kendi gerçekliğini askıya almasını ve sorgulamasını sağlamalıdır. Elinizde tuttuğunuz kitap, bu politikanın ilk ürünüdür.
Unvan:
Türk Akademisyen, Yazar, Müzisyen

Okurlar

10 okur beğendi.
73 okur okudu.
3 okur okuyor.
45 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Hayvanlara şöyle bir baktı. Hayvancıklar, onları güdenlerden daha bir sevimli göründü gözüne. Bunları güdenler, birbirlerini de gütmüyorlar mıydı? Bu zavallıcıkların ise kimseyi kullanmak gibi bir derdi yoktu. Kibir tıynetlerinde yoktu çünkü. İnsanlar, pisliklerine bile böylesine muhtaçken gururlanmak akıllarının ucuna bile gelmezdi.
Sayfa 22 - Ötüken Neşriyat - 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
İnsandan daha İblisi mi vardı şu alemde?
Sayfa 26 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
Mezarlık . . .
Ölülerin düzeni vardı belli ki burada. Dünyadan elini eteğini çekenlerin hükmü sürüyordu.
Sayfa 27 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
Hayatın ne olduğunu merak eden, toprağa baksındı.
Sayfa 29 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
Serçenin üzerine konduğu kaya, akıp giden gökyüzünün altında, belki binlerce yıldır öylece duruyordu. Ne ona sırtını yaslayanların acılarından taş kesilmişti ne de çevresinde eğlenenlerin mutlulukları onu eritmişti. Sağlamlıktan başka bir meziyeti yoktu, iradesi de. Altı üstü bir kayaydı işte. Öylece duruyordu. Serçe de altı üstü bir serçe...
Sayfa 11 - Ötüken Neşriyat - 1. BaskıKitabı okudu
Ne kitaptı ama . . . 77 sayfalık incecik bir novella diye elime aldım 9 şiddetinde türbulansa soktu, küçücük cüssesiyle ne işler çıkarmış bu kitap dedirtti.
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlası
ile birlikte en çok keyif aldığım felsefi romanların başında geliyorsun artık
Çerçici
Çerçici
. İtinalı bir inceleme yazısı hazırlayacağım. Seni tanıdığıma çok memnun oldum
Çerçici
Çerçici
Elinize sağlık Doç.Dr.Recep Yılmaz. Kaleminizle ve entelektüel bilginizle iftihar ettim. 🙏🏻
Reklam
Teşekkür
Şu ana kadar inceleme yazılarım arasında aldığım en güzel, en içten yorumlardan birisi ve ayrıca ilk kez okuduğum bir kitabın yazarından yazdığım inceleme yazısı hakkında böylesi bir yorum ve beğeni aldım. Recep Hocam, değerli yorumlarınız, sözleriniz çok farklı hissettirdi, yazma motivasyonumu daha da arttı. Takdirinize mazhar olabildiysem ne mutlu bana. İyi ki
Çerçici
Çerçici
‘yi yazmışsınız ve iyi ki bir şekilde sizin gibi değerli bir yazar, değerli bir insan ile yollarımız kesişmiş. Öğrencilerinizden biri olma şerefine nail olabilmeyi çok isterdim. Çok teşekkür ederim
Recep Yılmaz
Recep Yılmaz
Hocam . #236826838
Bizimki ortalıkta telaşlı telaşlı dolanırken türlü türlü benzetmeler yaptılar. Çeşit çeşit isimler yakıştırdılar. Yakıştırdıkları her isimde, kafalarının içindeki bizimkine ilişkin kurdukları hayal de yeniden şekilleniyor, onlar da o şekle göre tavır takınıyorlardı. Hayatı boyunca biriktirdiği şekle göre tavır takınıyorlardı. Hayatı boyunca biriktirdiği her şey, ismiyle birlikte uçup gitmişti. Hayattaki en büyük hesabı adamlığı iken, şimdi insan olmanın eşiğinden aşağı yuvarlanmıştı. Taktıkları lakap kadar var olabiliyordu ancak. Ötesi yoktu. Yaşamları boyunca dillerinde biriktirdikleri üç beş kelimenin marifetiyle bizimkinin hayatıyla oyuncak gibi oynarlarken, sonunda kafalarındaki şekli yerli yerine oturtacak olanı buldular. Türlü türlü yakıştırmayı yaptıktan sonra, birisi ona ''divane'' deyivermişti. Tam da haline uymuştu. Nihayetinde, çabucak benimsedi.
Çerçici
Çerçici
Recep Yılmaz
Recep Yılmaz

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
77 syf.
8/10 puan verdi
·
14 saatte okudu
İncelemeyi okumayın, kitabı okuyun lütfen... Tek seferde anlaşılması zor... Eleştirilerim için yazardan özür diliyorum. Bu kitap çok derin... Sait Faik, Orhan Kemal, Mustafa Kutlu... Ama bu başka. Hapşırık gelir, ancak çıkmaz ve burnun derinliklerinde boğulur gider ya... İşte bu hissi verdi kitap bana. Yazarın vermek istediği ya da benim almak istediğim duygu yükseldi, yükseldi, yükseldi; ama bir türlü patlama olamadı. Bu kitap bu kadar kısa olmamalıydı. Öyle güzel ifadelerle bezenmiş ki anlatım, cümlelere hayran kaldım. Kahramanın duygu durumunu bizzat hissettim. Korku anında korktum, yalnızlık anında yaşadığı ürpertiyi hissettim. Ancak kitabın kısa olması olay geçişlerinin keskin olmasına neden olmuş. Hızla giderken virajda direksiyonu toparlayamayan sürücü gibi oldum bazı bölümlerde. Yine de farklı bir kalem. Süssüz kelimelerden süslü kuleler yapmış yazar. Keşke biraz daha detaylı ve uzun olsaydı. Sanki eksik kalmış gibi. Belki devamı gelir. Okunmalı diye düşünüyorum.
Çerçici
ÇerçiciRecep Yılmaz · Ötüken Neşriyat · 202141 okunma
77 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Çerçici çok kısa bir öykü kitabı, bir solukta bitiyor zaten. Kısa film tadındaydı karakterin yaşadığı ezilmişlik, çaresizlik hissi sözcüklerden direkt içinize işliyor. Cümleler okurken insanı hiç zorlamıyor, akıcı, anlaşılır olması daha da güzelleştiriyor kitabı. Okurken arkada Sarı Gelin’in fon müziği çalmasıyla okuyunca sanki daha bir tamamlanır gibi hissettim hikayeyi.
Çerçici
ÇerçiciRecep Yılmaz · Ötüken Neşriyat · 202141 okunma
Reklam
77 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Neydi çerçici? Genellikle kırsal kesimlerde bölgenin ihtiyacını karşılayan bir nevi ayaklı marketlerdi.İhtiyaçlar alınır, parası verilirdi. Modern zamanlarda da şehir içi mahalle mahalle dolaşarak ekmeğini kazanmaya devam etti çerçiciler. Hatta dedem de onlardan biriydi • Bu sefer çerçici o yetişip gelirken Anadolu’nun hakim algısında ki ‘Ağlarsan seni şuna veririm..(çöpçü-eskici vs) gibisinden. Yani korkulana verilen bir isim. Fakat alınanın yerine çok değerli bir şey veriliyor bu sefer. Adın! • Kelimelerin, isimlerin ruhu vardır. O giderse geriye ne kalır? Hiçbir şey.. Hikayede de hiçbir şeyi kalmaması uğruna kızı için çerçiciden kızının sağlığını alan bir baba var. O yüzden Dünya kız babalarının cesaretinden korksunlar diyorum ya • Nedense hikayenin işleniş tarzı okurken Kafkavari bir his uyandırdı bende. aslında ondan çok da farklı bir çözümlenmesi var.. Bilmiyorum, kendi içinde yeni bir tür gibi belki de. Psikolojik bir yüzleşmeyle çözümlense de, bolca soru işaretleri ile bittiğini söylemen gerekir. Kısa ama yoğun bir kitaptı kesinlikle. Yeni bir kitap olduğu için üzerine konuşacak arkadaş yoksunluğu çekeceğim bir süre. Bu yüzden sizlerde okuduktan sonra lütfen fikirlerinizi benimle paylaşınız. Çok sevinirim. Ve tabii ki değerli yazarı @doc.dr.recep.yilmaz sorularım olacak. Mutlaka yazmaya devam etmelisiniz hocam. Kaleminize sağlık, tekrar teşekkür ederim
Çerçici
ÇerçiciRecep Yılmaz · Ötüken Neşriyat · 202141 okunma