Reyhan Çorak

Reyhan ÇorakHamzanâme yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
8.3/10
3 Kişi
6
Okunma
0
Beğeni
711
Görüntülenme

Hakkında

Reyhan Çorak, Afyon’da doğmuştur. 1989 yılında Afyon Lisesi’nden, 1994 yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nünden mezun olmuştur. 2002 yılında Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı’nda “Sevgilide Göz, Kaş ve Kirpik Üzerine Benzetmeler” isimli teziyle Yüksek Lisans programını bitirdi. 2010 yılında Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nde tamamladığı, 15. yüzyıl şairlerinden “Müniri’nin Manzum Siyer-i Nebî’si (cilt:2-3) ” adlı teziyle doktor ünvanını almıştır. 2015 yılından itibaren İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk İslam Edebiyatı Ana Bilimdalı’nda görev yapmaktadır.
Unvan:
Yazar
Doğum:
Afyon, 1989

Okurlar

6 okur okudu.
1 okur okuyor.
13 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Reklam
Maalesef ne kütüphanedeki ata yadigarı eserlerimizi okuyabiliyoruz ne de onların mezar taşlarını
Sayfa 77
Üst düzeyler ile hizmetliler yan yana
...Zira idarede en üstte olan veziriazam ile şeyhülislâmlarin yanı sıra, bir valide sultanin ya da sultan kızının kahvecibaşısi ve sultan çamaşırcisinin hazirede(mezarda) yan yana yer alması, Osmanlınin hoşgörü ve insani yönünü ortaya koymaktadır.
Sayfa 77
Kız'dan su istiyor, suyu içtikten sonra kızı kaçırıyor.
*** "Ey Dilâver! Nedir muradın? Niçin fesat eyledin?” diyerek halkı dağıttı. Çoban Pîçe, “Şurada bir güzelce kız gördüm, sevdim, aldım. Bu âdemler ise bilmem benden ne isterler?” dedi.
Eyüp Sultanda hayatla ölümün birbiriyle bu kadar barışık olması, Müslüman Türklerin ölüm telakkisi ile ilgilidir. Ölüm bu medeniyette korkutucu, nihayetinde bir yokluk olan feci son değildir.
Sayfa 99
Daye kadın, “Niçin yemedin Server? Bânû zahmet çekip kendi eliyle pişirdi.” dedi. Said, “Güzel, ammâ ben elinizde esirim ya, içine bir şey katip helâkimize kast ettiyseniz?” deyip güldü. Bânû, “Gerçek mi dersin? Ben bu taamın içine vuslat ahı, muhabbet günahı kattım. Eğer vuslatıma muhabbet etmezsen hiç şüphe etme ki ahım seni helâk eder. Günahım boynuna...” dedi.
Reklam
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
264 syf.
7/10 puan verdi
Kitap sempozyumda yapılan 9 adet sununun kitaplaşmiş halidir. Sayfa 131'e kadar( 3 sunu) Eyüp Sultan mezarlığı ve bu mezarlıkta bulunan önemli şahsiyetler hakkında bilgi veriyor. Mezar taşı örnekleri fotoğraflari ve içerik bilgileriyle verilmiş. Osmanlı'da sosyal hayat ve mezarlıklar ile ilgili güzel bilgiler var. Buraya kadar kitap tatmin edici fakat kitabın bundan sonraki bölümlerinde Kosovadan 3, Bulgaristan'dan 1, Uygur bölgesinden ( Doğu Türkistan) 1 ve son olarak da Osmanlı şeyhülislâmi Alaaddin Arabinin hayatı ve mezarı hakkında bilgi veren 1 sunuyu içeriyor. Son sunu tamamen Arapça ve çevirisi yok. Arapçayı bilmeyen kişi bu sunudan hiçbir şey anlamayacaktır, anlasa dahi bir tek kişinin biyografik bilgileri ile mezarının yapısını içeren bir sunu, kitabın yazılış amacıyla da uyuşmuyor. Kosova ve Bulgaristandaki Osmanlı mezarlarıni anlatan toplam 4 sunuda ise Türkçe katledilmiş,( Aslında Uygur sunusu da öyle, hem Uygur sunusu kitap başlığıyla bağdaşmıyor çünkü Osmanlı orada hiç olmadı) sunuda yayınlandığı şekilde, çeviri düz bir şekilde verilmiş ki editör elinden geçmediği belli. Zaten kitabın yazarı ve editörü olan kişi, bunu kitapta beyan ediyor, yapılan sunuyu olduğu şekilde verdik diyor. Bu bence büyük bir hata, en azından birkaç saat ayrılıp edebi yönden daha iyi bir şekle sokulabilirdi, bu bölümde emek eksikliği var. Ayrıca kitap çok pahalı bence bu kadar pahalı olmamaliydı. Bu alanda yazılan kitaplar az bu yüzden merakı olan kişilere tavsiye edilebilir.
Osmanlı Mezar Taşları
Osmanlı Mezar TaşlarıReyhan Çorak · DBY Yayınları · 20201 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
18 günde okudu
İnceleme olmadığı için bir fikir versin diye üç beş kelam edeyim. Bazı edebiyat programlarında ve eleştiri/düşünce kitaplarında bizim fantastik edebiyatımız olmadığına hatta roman ve hikâye gibi modern (!) türlerin bizde gelişmediğine dair cümleler duyuyorum. Sadece bu kitap ve yazıldığı tür olan cenkname bile başlı başına bir cevap niteliğinde buna. Biz sadece batıya ve batıdan gelenlere odaklandığımız için batıdan birinin gelip bize bak sizde böyle bir tür var, hey kendinize gelin demesi lazım :D Gerçekten trajikomik durumdayız ama napalım bir şekilde düzeleceğiz inşallah :) Neyse kitaba gelirsek de Osmanlıca kelimeler var. Bunu öncelikle bilin. Ama metin okuyucuya hiçbir şey anlamıyorum dedirtecek kadar da ağır değil. Yani birebir orijinalden okumuyoruz ama o zevki alalım diye kısmi bir sadeleştirme var. Herkes aynı kültürle büyümüyor ama ben küçükken buna benzer hikayeler dinleyerek büyüdüğüm için çok zevk aldım okurken. Bir nevi nostalji yaşadım diyebiliriz :) Konusundan bahsederek ucundan bitiriyorum. Soyu Hz. İbrahim'e dayanan meşhur pehlivan cengaverlerin Rum diyarındaki cenkleri anlatılıyor. Önsözde yazdığına göre aslında gerçekte yaşamış kişiler ve bunların başından geçenler anlatılıyor. Ama biraz abartmış olabilirler :D Ama çok çok az.. :D Fantastik, masalsı, kanınızı kabartacak şeyler okumak isterseniz kesinlikle öneriyorum. Ben çok sevdim böyle şeyler arayanlar okusun. İyi okumalar.
Hamzanâme
HamzanâmeSaime Çakmak · Ketebe Yayınları · 20185 okunma