Robert K. Massie

Robert K. MassieBüyük Petro yazarı
Yazar
9.5/10
23 Kişi
55
Okunma
8
Beğeni
1.030
Görüntülenme
Sophie sekiz yaşındayken, Johanna soylu ailelere yaptığı ziyaretlerde yanında onu da götürmeye başladı. Kızına iyi bir evlilik ayarlamak istiyordu, çünkü böylece istediği o görkemli hayata kızı sayesinde kavuşacaktı. Sophie on yaşına geldiğinde teyzeleri ve dayıları onun yanında daima potansiyel koca adaylarını sayardı. Sophie annesiyle yolculuğa hiç itiraz etmez, aksine bundan hoşlanırdı. Büyüdükçe ziyaretlerinin ama­cının bilincine varmakla kalmayıp tüm kalbiyle de destek verdi. Evlilik annesinden kurtulmak için iyi bir fırsattı.
1084 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Mutlu günler olsun :) Önemsiz bir devlet olan Rusya’yı, sonraki asırlarda Osmanlı’nın yıkılmasının asli faillerinden olacak bir Avrupa gücü haline getiren Petro, kimi Osmanlı tarihçileri tarafından “Deli Petro” olarak anılsa da tarihin onun hakkındaki nihai yargısı farklıdır ve elinizdeki kitabın başlığını süslemektedir. (Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır./#atatürk ) {TARİHE OLAN BAKIŞ AÇIMİZ TARAFSIZ OLMALI...}
Büyük Petro
Büyük PetroRobert K. Massie · İş Bankası Kültür Yayınları · 201925 okunma
Reklam
Anne Sevgisinden Mahrum Bir İmparatoriçe
Kırk yıl sona "Hatıralar"ını [Memoirs] yazdığında hâlâ içi buruktu: "Bana dünyaya gelişimin sevinçle karşılanmadığı söylenmişti. Babam bir melek olduğumu düşünmüş; annemse pek ilgi göstermemiş. Bir buçuk yıl sonra [Johanna] taptığı çocuğunu, kardeşimi dünyaya getirdi. Bana ise sadece tahammül etmek zorunda kaldı; çoğu zaman hak etmediğim bir şiddet ve öfkeyle bana kızardı. Sebebini tam açıklayamadığım bu tavrı hep içime dokunmuştur."
Ancak Johanna'nın Sophie'yi reddedişi Wilhelm'in doğumundan daha önce başlamış ve her geçen gün kötüleşerek devam etmişti. Annesinin çocuklarını bu şekilde ayırması Sophie'nin gönlünde onarılmaz bir yara açılmasına sebep oldu. Ebeveynleri tarafından evlatların ayrılması nedeniyle, ihmal edilen veya reddedilen çocuklar Sophie gibi tepki verir, daha fazla acı hissetmemek için duygularının üstünü örter. Neticede annesi ona asla sevgi göstermemekteydi. Annesi­nin sevgisini gayet olağan kabul eden küçük Wilhelm'in bu işte herhangi bir kusuru yoktu; böyle bile olsa Sophie daima ondan nefret etti.
Ölümü aradım fakat karşıma çıkmadı.
Reklam
tespit :))
Gülümsemesi Mona Lisa kadar müphemdir. İlk bakışta gayet açık ve hoş ifadelidir; ikinci kez göz atılırsa daha soğuk ve mesafeli görünür.
Rusya sert bir iklime sahip haşin bir ülke olsa da onu gören seyyahların büyük çoğunluğu, insan ruhunun derinliklerine işleyen cazibesini unutamaz...
Başlarken ...
1 Mayıs insanların dans ettikleri ve ormanlarda dolaştıkları kadim bir yeniden doğum ve bereket bayramıdır. Gençlik eğlenmeye dalarken yaşlılar hayatta kalıp bu görkemi tekrar gördükleri için Tanrı'ya dua ederler.
Reklam
Gadyaç
"Atlarının üstünde otururken taş gibi donarak ölen süvarileri kendi gözlerimle gördüm. Dizginleri öyle sıkı tutmaktaydılar ki kesmeden parmaklarını ayırmak mümkün olmadı."
Lestocq, bu mesajı iletirken Petro ve yanındaki herkesin sözlerini duymasını istiyordu. Katerina'nın gözleri yaşlarla doldu; ağlarken bile küçük düşürüldü. Petro onu teselli etmek yerine, teyzesiyle aynı fikirde olduğunu ve nişanlısının azarı hak ettiğini söyledi. Gözden düşüşü ani ve keskindi. Ne olmuştu? Herkesi, özellikle de imparatoriçeyi memnun ettiğini düşünen bu on beş yaşındaki kız ne gibi bir suç işlemişti?
Johanna'nın çocuğu Baltıkların serin ve gri renkli havasında, 21 Ni­san 1729 tarihinde dünyaya geldi. Ne yazık ki bu minik bebek kızdı. Durumu kabullenen kocası Augustus bebeğe Sophia Augusta Friedricka ismini verdi. Johanna kızı doğduğu andan itibaren ona karşı içinde annelik duygusu­nu hissedemedi. Küçük kızına süt veremedi, şefkat gösteremedi; beşikteki bebeğine bakmadı veya kucağına almadı. Kızını hizmetçilere ve süt an­nelere verdi.
Çar Aleksey ; Ordu'dan firarın ölümle cezalandırılması gereken bir suç haline getirilmesini tavsiye eden bir yabancıya şöyle cevap vermiştir: "Bu çetin bir meseledir Zira Tanrı herkese aynı cesareti vermemiştir..."