Bu yeni gelişmelerin yaratacağı temel etkiler iki yönlüdür.
Birincisi, erkekler seks yapıp, sonra hemen ortadan kaybolmanın daha zorlaştığını görecekler. Artık babalığı reddedip kadını tek başına çocuk yetiştirmek üzere bırakmak o kadar da kolay olmayacak. İkincisi, kadınlar da erkekleri kandırıp, kendilerinin olmayan çocuklara bakıp büyütmelerini sağlayama yacak. Gelecekte erkeklerin rutin olarak, yasalar tarafından bakmaya mecbur edildikleri yeni doğmuş bebeklere babalık testi yaptırmak için para ödeyeceklerini (ya da böyle bir hakka sahip olacaklarını!) hayal etmek o kadar da güç değil.
Tecavüz hər zaman təcavüzdür. Nisbiliyi olmalı deyil.
Savaş dönemlerinde tecavüz vakalarının artmasının nedeni, kısıtlı sayıda erkeğin daha sık tecavüz etmesi değil, daha çok sayıda erkeğin tecavüzcüye dönüşmesidir. Sadece sabit bir genetik azınlığın tecavüze eğilimi olsaydı da bütün erkekler potansiyel tecavüzcü olmasalardı, sınırlı sayıda erkeğin daha sık tecavüz etmesini beklememiz gerekirdi. Bu tatsız gelebilir ama eril davranışın savaşla dikkat çeken diğer yüzünden—bütün erkeklerin potansiyel katiller olması—daha tatsız değildir.
Bu artışın üç temel nedeni vardır. Birincisi, düşmanlarını bozguna uğratmayı başaran bir ordu, kadınları savunabilecek erkeklerin hepsini ortadan kaldırmıştır. İkincisi, savaşın içerdiği hareketlilik ve karmaşa sebebiyle tecavüzcüleri izleyip yakalamak çok zordur.
Üçüncüsü, her zaman ölümle burun buruna olma tehlikesi nedeniyle tecavüzden dolayı sosyal açıdan suçlanma olasılığı önemsizdir. Dolayısıyla, her şey göz önüne alındığında, barış zamanlarının aksine, savaşın tam ortasındaki erkeklerin, tecavüzün üreme faydalarının bedellerinden ağır bastığı bir durumda şanslarını deneme olasılığı çok daha fazladır.
Antropolojik açıdan bakıldığında, insan toplumlarının yüzde 60’ında, biseksüellik hem yaygındır hem de toplumsal olarak kabul görür. Melanezya’nın bazı küçük adalarındaki topluluklar gibi kimi toplumlarda bütün ergen delikanlıların hayatlarının bir döneminde homoseksüel anal cinsel ilişkiye girmeleri normal karşılanmaktadır. Kadınlar da uzun süreli eşlerinin ara sıra başka erkeklerle seks yapmasını normal karşılarlar; ayrıca eşlerinin homoseksüel sadakatsizliğine, heteroseksüel sadakatsizliğinden daha fazla tolerans gösterirler. Kadınların bu konudaki genel tavrı, kendileriyle olan heteroseksüel ilişkisini etkilemedikçe eşlerinin homoseksüel ilişkilerine istedikleri gibi devam etmelerini hoş görmektir.
Tabii kendilerine niçin kondom kullanmaktan hoşlanmadıkları sorulduğunda, penisine kondom takılıyken seks yapmaktan pek zevk alamadıklarını söylerler—buna ‘Wellington çizmesi’ sendromu denir.
Erkekler ise, diğer taraftan, doğurgan olacak kadar yetişkin, ama önünde çocuk sahibi olabileceği uzun yıllar olan dişileri tercih ederler. Bu şekilde, yaptıkları yatırımların getirisi olarak daha çok sayıda çocuk sahibi olurlar. Erkek ister yirmi, ister yetmiş yaşında olsun yeni bir eş için tercih edeceği yaş yirmi civarındadır, hatta daha bile küçüktür. Bunun sonucunda, en başarılı erkeklerin, orta yaşlı eşinden ve ilk ailesinden ayrılarak çok daha genç bir kadınla yuva ve yeni bir aile kurmak için tekrar evlendiği sık sık görülür.