Yazarın kitap başında yaptığı tespitler ve verdiği bilgiler gerçekten çok güzel. Ancak sadece bu kısmı okumanız yeterli. Kitap içinde okuduğunuz yalan ve sahtekarlıklar hayatımızda şahit olduklarımız yanında basit kalıyor (evet bu kötü birşey). Daha ilginç sahtekarlıklar için ana haberler bültenlerini takip etmeniz yeterli.
Tam bir hayal kırıklığı, 161.sayfaya kadar dayanabildim ve artık pes ediyorum biliyorum bir emek var ama sıkıcı ,gereksiz tekrarlar hiç bir şey katmayan kelimeler...
Bu kitabı okuyunca hiçbir şey gerçek olmadığını anlıyorsunuz. Yani insanların yaptığı şeyler. Sonra her şeye böyle çabuk inanmamalıyım diyorsunuz. Sonuçta bu kitabı yazan da bir insan. Büyük bir karmaşa. En azından şuan benim düşüncelerim öyle.
Adı ile ilgi çekici bir kitap. Oldukça kısa olan bölümlerden oluşuyor. Birçok olay ve kişiler hakkında bilgi veriyor. Uzun uzadıya değil kısaca bahsediyor eğer derinlemesine öğrenmek istiyorsanız uygun bir kitap değil ama genel olarak fikir sahibi olmak istiyorsanız hoşunuza gidecektir.
Değişik bir konu olduğu için kitabı aldım. Sanırım yalana ve sahtekarlığa o kadar alıştık ki bazı bölümleri okurken "ne olacak her gün böyle şeylerle karşılaşıyoruz" dedim . Esas en güzel yorum şuydu ;
"Dolayısıyla politik yalanlar , seçmenin duymak istediklerini söylemekle hiçbir şey söylememek arasında mekik dokumaktan ibarettir.
Yalan söylemenin politikanın doğal bir parçası olması yalancı politikacıları da ( bu kitapta ) bahsedilmeye değmez hale getiriyor."
hikayeler arasında gerçekten ilginç olanları var örneğin;
Sahtecilik üzerine kitabı olan bir yazara ilk sahte paranın ne zaman üretilmiş olduğu sorulduğunda “ Paranın icadından beş dakika sonra “ yanıtını vermiştir. ( Larson, 2004 )
Yalancılar ve Sahtekarlar Ansiklopedisi"insan olmaya" aldatma ve aldanma penceresinden bakıyor.
Eserde aman aman bir araştırma,aylar,yıllar harcanan bir emek yok ama inanın bu haliyle bile son derece keyifli ve eğlenceli.
Çok çok ilginç tesbitler ve hem eski,hemde yeni tarihli sahtekarlık ve dolandırıcılık hikayeleri var.Kurgu değil
adı üstünde ; yakın ve uzak tarihteki sahtekarlık hikayelerini anlatan bir kitap . bir hikaye 2 sayfadan uzun sürmüyor , bazıları yarım sayfa bile sürmüyor . hikayeler genelde amerikan tarihindeki sahtekarlık hikayeleri . tabii naziler ve tarihteki büyük imparatorluklardaki sahtekarlık hikayelerine de yer verilmiş . bir araştırma ürünü olan hikayeler gibi değil . yayınevinin dikkat çekici bir konu bulup toplama bir kitap yapıp para kazanma isteği gibi . bence para vermeye değer bir kitap değil . güncel olanlarını gazetelerde de okuyoruz zaten .
Eğlenceli olabileceğini düşündüğüm birtakım hikayeler okuyacağımı düşünerek başladığım kitap maalesef bende hayal kırıklığı yarattı. Bazı ilginç anektodlar olmasına rağmen kitabı bitirmek oldukça zor oldu. Tavsiye edebileceğim bir kitap değil ama yine de siz bilirsiniz. İyi okumalar :)
Tam çikolata-çerez tadında atıştırmalık. İster ''bu alemde ne budalalar, ne sahtekarlar varmış" merakından; ister "şu dümencilerin çevirdiği dolapları öğrenelim de faka basmayalım" diye tedbir (!) kastından oku. İkisine de gider. Hem çeviri, hem esas metne sadık, hem de akıcılığını muhafaza etmiş nadir kitaplardan.
