1914, Litvanya doğumlu. On dört yaşında Fransa’ya geldi, hukuk öğrenimi gördü, 1940 yılında ‘Fransa’ya Özgürlük’ ekibine ve savaşa katıldı. Fransa’nın 2. Dünya Savaşı’ndaki kahramanlarından biriydi, Legion d’honneur nişanına layık görüldü. Yazarlığı yanında diplomatlık yaptı.
İlk romanı Polonya’da Bir Kuş Var – Avrupa Eğitimi, dışişleri bakanlığında çalışmaya başlamasıyla aynı zamanda yayınlandı. Onca Yoksulluk Varken‘de olduğu gibi ‘Émile Ajar’ takma adıyla da kitaplar yazdı ve her iki kimliğiyle iki ayrı Goncourt Ödülü sahibi oldu. Eşi ünlü Fransız oyuncu Jean Seberg’in 1979′daki trajik ölümünün ardından 1980’de kendi eliyle hayatına son verdi.
Yazarın kaleme aldığı çok sayıda romandan Agora Kitaplığı’nda yayınlananlar şunlardır: Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı (2012), Cennetin Kökleri (2012), Kadının Işığı (2012), Biletiniz Buraya Kadar (2012), Polonya’da Bir Kuş Var – Avrupa Eğitimi (2012), Uçurtmalar (2012) ve Emile Ajar takma adını kullanarak kaleme aldığı Onca Yoksulluk Varken (2009), Yalan-Roman (2011), Koca Tembel (2011) ve Kral Salomon’un Bunalımı (2011).
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Olabilecek en kötü koşullarda yaşayan, fakat bu berbat şartların içinde bile bir güzellik bulmaya çalışan insanların yaşamı ya da dramı diyebiliriz kitap için.
Her karakter kendi içinde yalnız, fakat çaresiz değiller. Korkuyla yaşamayı öğrenip hayata meydan okuyorlar.
Hepsinin hayatı acı dolu fakat garip bir şekilde yüzümde gülümsemeyle okudum. Yüzümü güldüren kitap içimi hüzne boğdu.
Bayılıyorum acının gözümüze gözümüze sokulmadığı, dramın bile eğlenceli hale getirildiği kitaplara.
Yalnızlıktan, şemsiyesini giydirip onu kendine arkadaş yapan, insanlar arkadaşın mı diye sorunca da, "nasıl arkadaşım olabilir ki, o bir şemsiye" diyen, insanların kendisini küçümsemesine göz yummamak için, kendi hayatıyla hatta hayatın ta kendisiyle alay eden Momo
Keşke baska bir kitapta yine seni okusam da büyüdüğünü de görseydim.
Kitap hakkında daha detaylı yorumumu dinlemek isterseniz bu videoya bakabilirsiniz.
youtu.be/Csx1toCTiPU
Romain Gary, nam-ı diğer Emile Ajar… Kimdir bu adam? Bir hayata savaş pilotluğu, diplomatlık, yönetmenlik, senaristlik, iki yazarlık ve bir de Dünya Savaşı sığdırmış hayatla kavgası olan bir adamdır Romain Gary.
Romain Gary, 1956’de Cennetin Kökleri kitabıyla, bir yazarın hayatı boyunca tek bir kez alması mümkün olan ve Fransa’nın en
Romain Gary'nin ilk Goncourt ödülünü aldığı ve benim bir başyapıt olarak nitelendirebildiğim muhteşem kitabı.
Kitapta, esas olarak Morel isimli bir kişinin, ikinci Dünya Savaşını izleyen yıllarda, Fillerin öldürülmesini önlemek için Fransız Ekvator Afrikasında verdiği mücadele anlatılıyor. Ama tabiiki anlatılanlar sadece fillerle sınırlı kalmıyor. Finlandiya ormanlarından, balinalara kadar, mayıs böceklerinden Almanya'daki köpeklere kadar, gergedanlardan kuşlara kadar tüm doğanın korunmasının insanlık için ne kadar önemli olduğu çeşitli örneklerle de vurgulanıyor.
Ayrıca, o dönemdeki sömürgecilik Afrika'sının siyasi,sosyal,ekonomik,çevresel, doğal kaynaklar ve insanların düşünce yapısı hakkında geniş bir şekilde bilgi de veriliyor.
Özellikle, Morel karakterinin verdiği insanlık dersleri bence kitabın asıl amacını oluşturmaktadır. Doğayı korumak amacıyla verdiği bu mücadelede kendisine samimi olarak destek verenler olduğu gibi, bu mücadeleyi çeşitli amaçlarla kullanmak isteyen kişi ve gruplar da vardır. Hatta bunlar daha da fazladır. Ama bu durum, Morel'i yıldırmamış,umudunu kaybettirmemiştir. En zorda kaldığı durumlarda bile karşısındakilere insan olabilmelerinin şartları hakkında adeta dersler vermesi, kendisini, inandığı şeye ne kadar adadığını bize göstermektedir.
Kitabı, ben mutlaka okunması gereken bir kitap olarak değerlendiriyor ve incelememi, Morel'in söylediği gibi 'keşke bir gün insanlar için ''erdem ilacı'' bulunsa da insanların bu ilacı içmesi sağlansa' dileğimle bitiriyorum.