Geriye baktığında Arthur Schopenhauer, içindeki Tanrı inancının henüz babasının vasiyeti olarak Matthias Claudius okuduğu dönemde kırıldığını iddia eder: “Delikanlıyken daima çok melankoliktim ve bir defasında, yaklaşık 18 yaşımda olsam gerek, daha o kadar gençken kendi kendime şöyle düşünmüştüm: Bu dünyayı bir Tanrı yapmışmış? Hiç de değil, olsa olsa bir şeytan?..” (G, 131).