Ruhun rüzgarının estiği yerde, 'rasyonel' kavramlar da 'sezgisel' hissi uyandıracak güçle donanır ve ruh halini doğru yönde uyumlandırmak için yeterli hale gelir. Burada 'şemalaştırma' başlar ve yönergeye gerek duymaz. 'Ruh' ta olan, yazılı kelimeleri fakat numinousu yaşamaktadır. Yaşadığının ne olduğunu anlamasa da, onu ifade edecek kelime bulamasa da, hissettiklerini analiz edip akıp giden o deneyimin doğasını açıklayamasa da, numinoustadır o anda.
Bu kitapta Rudolf Otto, Husserl'in fenomenolojik reduksiyonuna benzer bir ayıklama yöntemiyle Kutsal kavramındaki ahlak ve etikle ilgili unsurları ayrıştırıyor. Geriye kalan öze de Kant'ın numeninden hareketle numenious ismini veriyor. Otto'ya göre numinous ancak deneyimle sezilebilecek bir şeydir.
Ona göre Tanrı'ya dair kavramlar numinousu en fazla işaret edebilirler hatta işaret etmek konusunda bile yetersizdirler. Ancak bunu anlatabilmek için kavramsallaştırmaya ihtiyacımız vardır. (Burada aklıma Wittgenstein'ın Tractatus'unun 6.54 numaralı önermesi geliyor.)
Rudolf Otto, Hristiyanlığın en yüksek değere sahip din olduğunu iddia etmiştir. Otto, döneminin evrimin doğrusal bir şekilde gerçekleştiği yönündeki genel algısından etkilenerek Hristiyanlıktan hareketle dinin kökenin açıklanabileceğini savunmuştur.
Kutsal'a DairRudolf Otto · Altıkırkbeş Basın Yayın · 201428 okunma