Döneminde Hanefî mezhebinin önemli âlimlerinden biri olarak tanıtılan Ubeydullah es-Semerkandî kelâm, fıkıh, tefsir, hadis ve tasavvufta yetişmiş, bu alanlarda teliflerde bulunmuştur. Eserlerini öğrencilerin yararlanabileceği bir sistemle yazmıştır. Fıkıhta Hanefiyye, kelâmda Mâtürîdiyye mezhebine mensuptur. Kitaplarında Ebû Mansûr el-Mâtürîdî’den “İmâmü’l-hüdâ” unvanıyla bahsederek bazı görüşlerini aktarmış, Ebû Hanîfe, Ebü’l-Leys es-Semerkandî, Ebü’l-Yüsr el-Pezdevî, Ebü’l-Muîn en-Nesefî gibi âlimlerden nakiller yapmış, muhalif mezhep ve akımlara karşı Ehl-i sünnet’i savunurken Mâtürîdiyye çizgisinde yer alıp Eş‘ariyye’yi eleştirmiş, böylece döneminde Mâtürîdiyye’nin belli başlı temsilcilerinden biri olarak kabul edilmiştir.
Semerkandî usûl-i fıkıhla da ilgilenmiş ve Hanefiyye ile Şâfiiyye arasındaki ihtilâfları özetleyen Câmiʿu’l-uṣûl’ü kaleme almıştır. Âbid ve zâhid bir kişi olarak tanıtılan Semerkandî tasavvufa da alâka duymuştur. Kitaplarında Cüneyd-i Bağdâdî’den nakillerde bulunmuş, esmâ-i hüsnâya dair yaptığı açıklamalarda tasavvufî bir üslûp kullanmıştır. Semerkant ve Buhara yöresinin din anlayışına bağlı olarak yetişen Habbâzî, Burhâneddin en-Nesefî, Ebü’l-Berekât en-Nesefî gibi âlimlerin tasavvufa bağlılık geleneğini sürdüren Semerkandî naslara aykırı inançları benimseyen mutasavvıfları eleştirip zındıklıkla itham etmiştir.
Şeytanın hile ve hurdalarını bilmek her mükellef kimseye farz-ı ayndır. Kimse ölene kadar külliyen şeytandan kurtulamaz. Bu sebepten onunla mücahede etmek de daimi bir farz olur.