Ruşen Keleş

Kentleşme Politikası yazarı
Yazar
Çevirmen
8.9/10
36 Kişi
179
Okunma
24
Beğeni
2.780
Görüntülenme

En Beğenilen Ruşen Keleş Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Ruşen Keleş sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Ruşen Keleş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Erozyon gerçekte Türkiye için yeni bir olgu da değil Milattan önce ülkemiz topraklarının %72'si ormanlarla kaplı olduğu halde, bu oran günümüzde yalnız %26'dır. İki bin yıl önce birer liman kenti olan Bafra, Köyceğiz, Silifke ve Tarsus gibi kentler bugün artık denizden kilometrelerce uzakta bulunuyorlar. Ormansızlaşma erozyondan daha az önemli sonuçlar doğuran bir çevre sorunumuz değildir. Ormanlık alanlar Türkiye'nin yüzölçümünün %26 kadarını kapsamakta olmasına karşın, türlü nedenlerle iyi korunabildiklerini söylemeğe olanak yoktur. Etkili ağaçlandırma çalışmalarına karşın, hızlı, plansız ve düzensiz kentleşme, çevre bilincinin düzeyinde ki düşüklüğün etkisiyle de, %90'dan çoğu devlet elinde bulunan ormanlık alanların korunmasını sağlamaya yetmemektedir.
Türkiye'de yılda en verimli topraklar dan 400-500 milyon ton kadarının erozyon sonucunda denizlere ve göllere taşındığı bilinmektedir. Her yıl Kızılırmak nehrinin Karadeniz'e ve Boğazlara taşıdığı toprağın 65 milyon ton olduğu hesaplanmıştır. Fırat nehrinin taşıdığı topra ğın miktarı ise yılda 108 milyon tondur. Topraklarımızın erozyon tehlikesine açık bulunan oranı %90'a yakındır (%86) . Bu alan toplam olarak 67 milyon hektar büyüklüğündedir. %90 oranındaki erozyon tehlikesiyle karşı karşıya olan topraklar içinde, %63'ü ciddi biçimde erozyondan etkilenen alanları, %20'si kısmen etkilenen alanları, geriye kalan %7 ise hafif biçimde erozyondan etkilenen alanları oluşturmaktadır. Erozyon, toprağın verimliliğini ciddi biçimde etkilemektedir.
Reklam
Örneğin, Marmara Denizi kıyılarındaki hızlı ve denetimsiz kentleşmeyle birlikte sınai gelişmenin patlaması sonucun da oluşan kirlenme, balıkçılık ve rekreasyonel kullanım için bu denizimizin değerlerini büyük oranda yitirmesine yol açmıştır. Bunun sonucunda, İzmir, İskenderun ve Aliaga gibi yarı kapalı körfezlerde yoğun kirlenmelerle karşılaşılmıştır. Aynı kaynakta, olumsuzlukların bir ölçüde giderile bilmesi için, kıyı kentleri ve çevreleri, önemli turizm alanları, sanayi bölgeleri, körfezler ve koylar, lagünler, sulak alanlar, deltalar, kumullar, kumsallar, ören yerleri gibi ekonomik, ekolojik ve kültürel yönlerden önem taşıyan kıyı kesimlerinin bütünsel bir bakış açısıyla yönetilmesi gereğine dikkat çekilmiştir.
En verimli topraklarımızda, fabrikalar kuruluş izni alabilmiş ve alabilmektedirler. Devletin, 1980'lerin başında 5 milyar lira harcayacak suya kavuşturduğu, %70'i Ege ve Akdeniz kıyılarında bulunan 25 bin hektar toprağa, tarım yerine sanayi ve oturma alanlarının yerleştirilmiş olması, önemli bir ekonomik yitiktir. Bu toprakların ekime elverişli olmaktan çıkmış bulunması yüzünden yıllık ürün yitiğimizin, 1982 yılında, 92 bin ton buğday, bir başka deyişle 1 milyar lira (1982 fiyatlarıyla) dolaylarında bir değeri olduğu hesaplanmıştır.
2B'lerle ilgili düzenlemenin orman alanlarındaki işgallerle ilgili bir af niteliğinde olduğu belirtilebilir.
Sayfa 33 - Yakın
Türk Dil Kurumu'nun büyük çabalarıyla hazırlanan sözlüklerde uzuzn süredir yer alan kent ve kentleşme gibi terimlerin dilimizde yerleşmiş olmalarına karşın, bir süredir Farsça ve Arapça karışımı olan Osmanlıca'nın ön plana çıkarılmak istendiğini gösteren girişimlere tanık olmaktayız. Bunu, başka alanlarda olduğu gibi, "yeni" adı altında bir geriye gidişin simgesi olarak değerlendirmek gerekir.
Reklam
167 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.