Türkiye' de yaygın bir yetersiz beslenmeden söz edilebilir. Ancak bu yetersiz beslenme kaynak yetersizliğinden çok, beslenme alışkanlıklarından kaynaklanan kültürel bir sorun olduğu kadar, bir bölüşüm sorunudur da.
"Üçüncü Dünyanın büyük kentlerinde hizmet kesimleri en çabuk büyümektedir. Sinaî üretimin arttığı az gelişmiş ülkelerde bu kesim, saniyeleşmenin emek-yoğun değil, fakat kapital-yoğun olması nedeniyle şişmektedir. Sınaî üretimin temelini işsizlik ve eksik istihdam oluşturmaktadır."
Geleceğe yönelmek yalnızca çevre sorunlarını gündeme almakla sınırlanamaz. Kalkınmayı da, yoksul ülkelerin varsıllaşma yolları olarak dar bir bakış açısından ele almak yanlıştır. Oysa çevre dediğimiz yer, hepimizin içinde yaşadığı yerdir, kalkınma da o yerde durumumuzu iyileştirmek için yaptığımız iştir.
İnsanmerkezcilikte, tüm canlı ve cansız varlıklar insanın amaçlarına ve çıkarlarına hizmet etmesi gereken araçlar ya da kaynaklar olarak görülür. Doğal değerlerin, bu bakış açısına göre, yalnızca araçsal (instrumental) bir değer taşıması bundandır. Doğa, insanın amaçlarına hizmet ettiği ölçüde değerlidir. İnsan için herhangi bir yararın söz konusu olmadığı durumlarda, bir ekolojik sorundan da söz edilemez. Dolayısıyla, bu konularda bir siyasa belirlenmesi de insan mermezcilik anlayışıyla bağdaşmaz.
Yeryüzünü küresel ısınmanın etkilerinden kurtarmayı amaçlayan Sözleşme ve Protokol karşısında, devletlerin aldıkları tavırlar, çıkarla nıyla bağlantılı olarak değişmektedir. Almanya, İtalya, Hollanda, Fransa, Danimarka, Finlandiya ve İsveç gibi Avrupa ülkeleriyle Japonya, ithal enerji kaynaklarına bir ölçüde bağımlı olan, bir yandan yaşam ölçünlerinin düzeyini koru maya çalışırken, bir yandan da fosil yakıt kullanımını azaltmaya "hayır" demeyen devletlerdir.
İngiliz iktisatçı Nicholas Stern, bu olayın, dünyanın bugüne değin karşılaştığı en ciddi bunalım olduğuna dikkat çeki yor. Ve diyor ki, bu değişikliğin dünya ekonomisine maliyeti, iki dünya savaşının ve 1929 dünya ekonomik bunalımın maliyetleri toplamından daha yüksek olacaktır. Stern'in bu maliyetin boyutlarıyla ilgili olarak yapmış olduğu tahmine göre, toplam maliyetin öğeleri arasında, 5.500 milyar Euro, çevresel nedenlerle yerinden yurdundan göç etmek zorunda kalacak 200 milyon insan ve yeryüzündeki hayvan türlerinin %40'ından çoğunun telef olması" gibi değerler vardır. Yine Stern'in ve arkadaşlarının yapmış oldukları kestirime göre, iklim değişikliğinin gayri safi ulusal hasıla üzerindeki olumsuz etkisinin boyutları %5 ile arasında değişmektedir