Ryan Graudin sözleri ve alıntılarını, Ryan Graudin kitap alıntılarını, Ryan Graudin en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yanındaki delikanlı Aaron-Klaus'tan o kadar farklıydı ki. Onu bulan Aaron-Klaus'tan. Daha iyi bir dünyaya inanan Aaron-Klaus'tan. Biri bunu yapmak zorunda olduğu için onu sonsuza dek terk etmiş olan Aaron-Klaus'tan.
"O gün her şeyimi kaybettim. Ailemi. Adımı. Hayatımı. Yarı kördüm. Bir gözüm çok iyi görüyordu ama iki yıl boyunca aynaya bile bakamadım. Ne zaman denesem, yaralarımı görüyordum. Onların yüzlerini görüyordum."
Ölüm, düşüncesizce kullanılacak bir güç değildi.
Hayır. Korkulacak bir güçtü o. İnsanın ruhunu parça parça bitiren bir güçtü, ta ki geriye hiçbir şey kalmayana dek.
Kimsin sen? (İçinde?)
Bu sorunun cevabını bulmak için Yael'in mücadele etmesi gerekiyordu. Kendi yansıması bir yansıma bile değildi. Kırık bir aynaydı. Parçalarını tekrar tekrar birleştirmek zorunda olduğu bir şey. Anıdan anıya. Kayıptan kayba. Kurttan kurda.
Hatırlamıyordu.
Hatırlamıyordu.
Kim kendi yüzünü unuturdu ki? "Sorun değil," demişti Henryka. "Önemli olan içinde ne olduğudur."
Peki ama, içinde ne vardı?
'Kardeş.' Bu sözün aralarında bir tür ağırlığı olsa gerekti. Yael'in nasıl idare edeceğini bilmediği bir tür yükümlülük hissiydi bu. Hele de kendi ailesi çoktan kül olup gitmiş, rüzgarda savrulmuşken.
Yael gözlerini kapadı ve yıldızların parlak ışıkları kayboldu. Sadece karanlık ve kollarında açılan yaraların verdiği cayır cayır yanma hissi kaldı geriye. Yolun yıprattığı ceketinin kolları altındaki his. Onu sevmiş olanların izlerinin arasındaki his.
İğne seansları Yael’in hassaslaşmasına neden oluyordu her seferinde. Mürekkep ve duyduğu acıdan ziyade iğnenin kendisiydi mesele. İğnelere dair hatıralar. Yapabildikleri şeylere dair. Yaptıkları şeylere dair.
Bir zamanlar, ölüm krallığında yaşayan bir kız vardı. Kolunda kurtlar ulurdu. Bir kurt sürüsü; dövme mürekkebi ve acıdan, anılar ve kayıplardan bir sürü. Kızın hep aynı kalan tek yanıydı bu.
Hikayesi bir trende başlamıştı.