Sabri Sayarı

Sabri SayarıTürkiye'de Liderler ve Demokrasi yazarı
Yazar
Derleyen
Editör
0.0/10
0 Kişi
8
Okunma
2
Beğeni
436
Görüntülenme

Sabri Sayarı Sözleri ve Alıntıları

Sabri Sayarı sözleri ve alıntılarını, Sabri Sayarı kitap alıntılarını, Sabri Sayarı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her şeyden önce Atatürkün muasır medeniyet seviyesine ulaşma cabajbj demokratik dönem aydınları en basitinden batılılaşma gibi algılamışlar, değişimi yolundan saptırarak yozlaştırmışlardır. Atatürkün hedefi Batı uygarlığının ürünlerini kopya etmek değildi, Türkiye'yi bir uygarlaşma dinamizmine kavuşturmaktı. Bu uygarlık dinamizminin motoru her şeyden önce tam bağımsızlıktı.
Türkiyenin çağdaşlaşma girişimi yozlaşmıştır. Ama bu Atatürk'ün eseri değildir. Gardırop Atatürkçülüğü dönem diye bilinen zamanlara aittir.
Reklam
Bir toplumsal yasam biçimi olarak da demokrasiye yatkın değiliz. Demokrasiyi, salt siyasal yönetim düzeni olarak değil, ama birbirimize barış içinde tahammül edebilme anlamında, yani toplumsal bir yaşam biçimi anlamında algılamakta da bireyler ve siyasal örgütler olarak çok eksiğiz.
Aydınlanma ve dinde yenilenme deneyimlerinden geçen Batı dünyasının içinde yoğrulduğu hümanist kültür, yaşamın kaderine yön verme işlevini insan aklına bırakmıştır. O nedenledir ki Batı serbest akıldan, açık tartışmadan, siyaseti bizzat halkın katılımıyla yapmaktan ve oydaşlıktan yana olmuştur. Batının özgürlükçü siyasal kurumlarının ve yapısını temelinde bu yaklaşım vardır. Buna karşılık sadece bizim değil, sadece İslam ülkelerinin değil, ama hangi dinden olurlarsa olsunlar tüm üçüncü dünya ülkelerinin kültürlerindeki ortak ve temel özellik, tanrısal aklı ya da üstün aklı, toplumsal yaşamın tek hakimi sayma geleneğidir.
Gercekte dünyayla bütünleşmek de anti kapitalist ve anti emperyalist olmaya engel değildir. Küreselleşmeye eşit koşullarda ve dengeli bir bütünleşme anlayışıyla yaklaşmak mümkündür.
Uygarlaşma kavramı, Batının üstünlüğünü kabul eder ve Batı kültürüne evrensellik atfeder. İşte bu yüzdendir ki, bir Müslüman ülkedeki modernleşme çabaları, uygarlaşma meselesi haline gelir. Çünkü uygarlasmanın temel ögelerini belirleyen şey, Batının deneyimi ve kültürüdür.
Reklam
Kültür, devrimci bir müdahale olmadığı sürece hep kendisini yeniden ürettiği için yani durağan olduğu için onun yansıması olan siyasal düzenimiz de sürekli kendini yeniliyor. Nasıl ki Selçuklunun ve Osmanlı'nın halkı dışarıda tutan ıkta düzenine dayalı siyasi askeri rejimi, siyaseti o rejimin işleyişiyle sınırlı tuttu ve halksız yürüttüyse, o kültür geleneğinin bugünkü uzantısı da siyaseti elitler arası bir işlev olarak görüyor.