Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Şadiye Dönümcü

9.0/10
3 Kişi
5
Okunma
1
Beğeni
638
Görüntülenme

Hakkında

Söke-Kocagözoğlu İlk Okulu'nda, Aydın- Ortaklar İlk Öğretmen Okulu'nda, SSYB-Sosyal Hizmetler Akademisi'nde, Türkiye Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü'nde okudu. (Mülga)SHÇEK Genel Müdürlüğünde yönetici, bağlı sosyal hizmet kuruluşlarında ise sosyal hizmet uzmanı ve yönetici olarak çalıştı. Şimdilerde ‘araştırmacı” olarak memuriyetini sürdürüyor.
Unvan:
Yazar
Doğum:
Söke, Aydın, 17 Temmuz 1959

Okurlar

1 okur beğendi.
5 okur okudu.
3 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
ah o son cümle:'(
İlk üç dakikada 89 yıllık yaşamını özetledi. Garsonluktan emekli. Eşi ölmüş. Kırk yıl İstanbul'da yaşayıp, buraya geri dönmüş. Üvey oğlu Atina'da. Köydeki evi duruyor. Merkezde dükkandan bozma bir evde yaşıyor. Seker hastası. Unutkanlık başlamış. Bir tas çorba yapanı yok.
Sayfa 102 - dipnotKitabı okudu
Köy çocuğu çabucak büyür. Öksüz yetim maksumlar daha da çabuk.
Sayfa 82 - dipnotKitabı okudu
Reklam
"Ben hiç sevmedim aynaları. Çok ender baktım onlara. Beni dinle: başkalarını mutlu etmeye çalışmak pespayelik. Vazgeç! Sıkça aynaya bak!"
Sayfa 20 - dipnotKitabı okudu
Yarını belirsiz, hep 'öteki' olmuş, hiç 'beriki' olmamış yaşlı adamın yüzündeki çizgiler okuyabilenler için acıyla yazılmış bir mektup gibiydi.
Sayfa 103 - dipnotKitabı okudu
Yaşlılık Penceresi Kimi derin derin bir uykuda Kimide sonsuz bir yolculukta Yağmur ölgün ölgün damlamakta Gece bile sinmiş bir kenara, sokakta Ne düşünüyor dersin gece böyle, kara kara Neye ağlıyor dersin geceler, kara kara Sana mı? Bana mı? Yoksa ona mı? Yoksa eriyip geçip giden zamanlara mı? Yoksa birbirlerine sırt çeviren, insanlara
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
197 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Yıllarca kitaplığımda durduktan sonra, o zamanlar niye okumadığımı okuduktan sonra çok daha iyi anladım..Anneannemi alzheimerdan kaybettiğimiz yıllardaydı sanırım.. Bir klişe olacak ama hepimiz bir gün yaşlanacağız diyerek başlamak istiyorum söze..Elbette hayatın içinde her türlü güzellik, mutluluk olduğu kadar keder, hüzün, sıkıntı ve mutsuzluklar da var.. Okuduğum bu kitapta yaşlılık hikayeleri var..Kitabın bir bölümü yazarın huzurevinde çalıştığı zamanlardaki gözlemlerinden, diğer kısmı da eş dost akrabalarından oluşan tanıdığı yaşlıların hikayelerinden oluşuyor.. son 5-10 sayfayı da kendi anneannesi ve torununa ayırarak bitirmiş. Alzheimer olan anneannesi, tıpkı benim anneannem gibi; yaşananlar aynı! gözlerim doldu elbet..o anlar canlandı gözümde... mekani cennet olsun... Şu var ki, huzurevinde yaşayan deli dolu yaşlıların çoğu mutsuz bir yaşamdan sonra gelmiş oraya, çoğu maddi sıkıntı çekmiş; ama tam tersi durumda olan da yok değil..Evlerinde yaşayan yaşlılarsa yalnızlıktan şikayetçi..Vaso amcanın, Menekşe teyzenin hikayeleri canımı yaltı..Makbuş teyze ile gülümsedim, Güleser abla ile mutlu oldum.. Hayat seçimlerden ibaret değil, bunu anladım..nasıl yaşarsa öyle ölüyor galiba insan.. Yaşlılarla aram hep iyi olmuştur, onları anlamak adına okumak isterseniz okumanızı tavsiye ederim..
Dokunsan Kırılan Dokunmasan Kuruyan İnsanlar
Dokunsan Kırılan Dokunmasan Kuruyan İnsanlarŞadiye Dönümcü · Dipnot Yayınları · 20125 okunma
197 syf.
9/10 puan verdi
Dokunsam kırılacaktı, dokunmadım kurudu!
"Ozan Hasan Hüseyin 'İncecikti/ Gül dalıydı/ Dokunsan kırılacaktı/ Dokunmadım kurudu' der bir şiirinde. Evet hayat -özellikle yaşlılık döneminde- kırılmama ve kurumama mücadelesine dayalı. Bu yüzden evimizdeki ya da huzurevlerindeki yaşlıların kırılmasına da, kurumasına da izin vermemek gerek. Nasıl mı? Bu sorunun yanıtı bu kitabın amacını
Dokunsan Kırılan Dokunmasan Kuruyan İnsanlar
Dokunsan Kırılan Dokunmasan Kuruyan İnsanlarŞadiye Dönümcü · Dipnot Yayınları · 20125 okunma