Allah adını kullanmalarına rağmen insanlara sırat-ı müstakime değil de, kendi kişisel görüşlerinden kaynaklanan beşeri yollara davet eden kimseler, insanları doğru yoldan -sırat-ı müstakim- den engelleyen (Lat Menat Uzza) gibi birer putturlar.
Mekkeli müşrikler putlara bağlılık sergilerken -ibadet ederken - nasıl ki "“Biz bunlara, yalnız bizi Allah’a daha fazla yakınlaştırsınlar diye tapıyoruz”(39/3) derlerse zamanımızdaki birçok şaşkın da hocalarının şeyhlerinin Kur'an ve sünnete (elçilerin örneklerine) ters/aykırı/zıd görüşlerine itaat ederlerken "Biz hocalarımıza/ şeyhlerimize bizi Allah'a daha fazla yaklaştırsınlar diye itaat ediyoruz demektedirler.
Mehmed Alagaş / Rabbani Yol ve Sünnetüllah, s.35
(İnsan Dergisi Yayınları)
Cennetliklere özgü niyetlerle, cehennemliklere özgü amelleri işliyorsa tereddüt etmeden, hiç tereddüt etmeden, -tereddütsüz - yolunu değiştirmeli ve Rabbani yola yönelmelidir.
Mehmed Alagaş/ Rabbani Yol ve Sünnetüllah, s.30 (İnsan Dergisi Yayınları)
Bu nasıl bir Kur'an anlayışıdır ki, aynı konumda bulunan ve aynı soru ile kendisine yönelen insanlara ayrı ayrı yollar bildirmektedir?
"Ki onlar Kur'an'ı parçalara ayırırlar." (Hicr; 91)
İslam insan fıtratını muhattap almakta ve temayülllerden/eğilimlerden meydana gelen fıtrı boşlukları, Rabbani değerleri ile doldurmaktadır.
Çünkü İslam, fıtratın boşluk kabul etmediğini, boşluğa karşı tahammülsüz olduğunu bilmektedir.
Mehmed Alagaş / Rabbani Yol Sünnetullah