Lale, Elif gibidir; tek başına bile diğer çiçeklerde göremeyeceğimiz, gözlerimizin, yanında başka bir motifi aramayacağı zarifliği ve zenginliği sunar. Lalenin bir devre adını vermesi belki de güzelliği kadar ona yüklenen anlamda gizlidir.
Sanatkâr, aşkı çizemez belki ama aşk ile çizer. Bu kendini verişin içinden doğan her eser, parçadan bütüne gidişin keşfidir. Zaten sanatkârın kendini esere adaması, aşka ulaşmanın güzel bir yolu değil midir?
"Sanat, sanatçının elleriyle yoğurup önümüze koyduğu değil, kendi içindeki aşka ulaşma çabasıdır. Ortaya konulan eserler, akıl edilmiş gibi dursa da akla rağmen ortaya çıkmıştır."