Hakkında
SAİM KOLHAN 1962 yılında KÜTAHYA da doğdu.Ortaokulun 1.ve 2. sınıfını KÜTAHYA da, 3.sınıfını BURSA da okudu.
Daha sonra iki yıllık özel bir meslek lisesinde elektrik bölümünü bitirdi.İki yıl BURSA nın GEMLİK ilçesinde AZOT fabrikasında,bir yıl KÜTAHYA AZOT fabrikasında elektrik ustası olarak çalıştı. Ama bütün bu süre içinde ve askerliğini yaptığı KIBRIS ta bu işi yapmak istemediğini farketti.
1984 yılında tanıştığı çini sanatçısı ATİLLA KİPERGİL in yanında 3 ay çıraklık yaptı.Bu süre içinde doğduğu günden beri ;aslında yapmak istediği ve kendisini ifade edebileceği ek işin ÇİNİCİLİK olduğuna karar verdi.
1984 yılında amcasının oğlu ile birlikte ELİF ÇİNİ adıyla parekende satış mağazası açtı. Beş yüz yıldır çini üretiminin merkezi olan KÜTAHYA ELİF çininin vitrininde, geleneklerin dışında üretilen çinilerle taniştı.Bir yandan geleneğin kusursuzluğunu koruyup ,diğer yandan kentin standartlarını zorlamak ,sanatçıyı diğer sanatçılarla güçbirliği yapmaya itti.
Amacı eski objeleri çoğaltmak olmayan ,ancak onları ilerlemenin aracı olarak kullanan ,eski yapılanlardan daha iyi ve yeni objeler yapmak isteyen SAİM KOLHAN,ATİLLA KİPERGİL,MEHMET GÜRSOY,ABDÜLKADİR UÇAROĞLU,HABİB BAKILAN,birlikte bir atölye açıp , 16.yy. çini ustalarını anmak için adını İZNİK ÇİNİ koydu.Çamur ve sırlama yaptıkları denemeler,yarattıkları yeni biçimler ve hepsinin ötesinde kusursuz ve ustaca yaptıkları boyamalar geleneğin ilerlemesinde yeni bir aşamayı temsil ediyor.
1987 de ABDULLAH kendine ait bir atölye açmak için ayrıldığında, SAİM KOLHAN sorumluluğunu üstlenerek atölyenin müdürü oldu.
Atölye ortamındaki ticari atmosferin sanatsal gelişimini olumsuz etkilediğini düşünerek; yıllar içersinde başta MUSEUM OF INTERNATIONAL FOLK ART olmak üzere dünyanın bir çok sanat etkinliklerine eserler gönderdikleri İZNİK ÇİNİ den,bir çok çırak yetiştirdikten sonra 1992 yılında ayrıldı.
Bu süreçte atölye haline getirdiği evinde orijinal iznik motiflerine kendi yorumlarını katarak farklı eserler üretmeye başladı.Daha önce çini üzerinde pek kullanılmayan Türk el sanatlarından minyatür ve tezhip sanatını yoğun olarak kullandı.Bunun sonucunda fırça tekniği ile ve boyama tarzıyla diğer çinilerden ayırdedilebilen farklı bir tarz yarattı.Yeni arayışlar içinde damla,elips adını verdiği tabak formların geliştiren sanatçı ,bunların üzerine ilk kez üç boyutlu parça çalışmaları uyguladı.
Unvan:
Türk Çini Sanatçısı, Yazar
Doğum:
Kütahya, Türkiye, 1962
Okurlar
9 okur okudu.
1 okur okuyor.
1 okur okuyacak.
Sözler ve Alıntılar
Lale, Elif gibidir; tek başına bile diğer çiçeklerde göremeyeceğimiz, gözlerimizin, yanında başka bir motifi aramayacağı zarifliği ve zenginliği sunar. Lalenin bir devre adını vermesi belki de güzelliği kadar ona yüklenen anlamda gizlidir.
Sayfa 36Kitabı okudu
Sanatkâr, aşkı çizemez belki ama aşk ile çizer. Bu kendini verişin içinden doğan her eser, parçadan bütüne gidişin keşfidir. Zaten sanatkârın kendini esere adaması, aşka ulaşmanın güzel bir yolu değil midir?
Sayfa 33Kitabı okudu
Yaşam ona hiç adil davranmamıştı ve bundan sonra da davranacağa benzemiyordu...
"Sanat, sanatçının elleriyle yoğurup önümüze koyduğu değil, kendi içindeki aşka ulaşma çabasıdır. Ortaya konulan eserler, akıl edilmiş gibi dursa da akla rağmen ortaya çıkmıştır."
Sayfa 22Kitabı okudu
Seni öldürmeyen şok, daha da güçlendirir...
İletiler
Henüz kayıt yok
