En Eski Samir Amin kitaplarını, en eski Samir Amin sözleri ve alıntılarını, en eski Samir Amin yazarlarını, en eski Samir Amin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yordam Yayınlarının sosyalizm üzerine yazılmış kitaplarını genelde çok taktir ederim.Bunu okuyunca bu kitapta bahsedilen fikirlerin ve çözüm olarak sunulan şeylerin reel sosyalizmle alakasız olduğunu ve sapmacı fikirler olduğunu gördüm.Bu kitap kesinlikle sosyalizmin özüne aykırı sapmacı fikirler beyan etmektedir ve işin garip olanı şu ki buna da
toplum bilimdeki en soyut kavram
olan üretim tarzı kavramı, toplumsal kuruluşlara ilişkin ikinci bir kavramlar
kümesi ve bu toplumsal kuruluşların ticaret ilişkileri yoluyla
birbirine bağlanışının sistemlerine ilişkin üçüncü bir kavramlar kümesi
oluşturur. Birinin egemenliği altında birkaç üretim tarzının yapısal
bir bileşimi olan toplumsal kuruluş, "egemen üretim tarzı" tanımlaması
için var olma zemini sağlar. Egemenlik, hiçbir koşulda.
ekonomik faaliyetin tek bir formunun istatistik başatlığına indirgenmemelidir.
Yüksek düzeyde uygarlaşmış Orta Çağ'ın Müslüman ve
Hristiyan toplumları aynı önemli sorunla karşılaşmışlardı:
Akılla din (iman) nasıl bağdaştırılacaktı? Daha açık ifade etmek
gerekirse, iktidarın meşruluk temelini oluşturan dinle
akıl nasıl uzlaştırılacaktı? Zira sadece günlük teknik yaşamın
dayattığı sorunları çözmek için değil, yeni ihtiyaçlara cevap verebilmek
için de yeni yasalara ve düzenlemelere ihtiyaç vardı.
Müslümanlar, Hristiyanlar ve diaspora Yahudileri bu sorunu
aynı yöntemlerle (Aristo skolastiği) aynı şekilde çözdüler ve
parlak sonuçlara vardılar, ama bu ne Yahudi ne Müslüman ne de
Hristiyandı, fakat Grek'ti. Öncüler, Müslümanlarda İbn-i Rüşd,
Hristiyanlarda Saint Thomas Aquinas, Müslüman dünyasında
yaşayan Yahudiler için Maimonideler daha da ileri gideceklerdi.
Dogmaları görecelileştirdiler, gerektiğinde kutsal metinleri yeniden
yorumladılar. Eksikliklerini giderdiler, metne bağlı okumayı
terk edip onun yerine daha geniş yorumları koydular ve eğitici
bir örnek oluşturdular. En cesurları (İbn-i Rüşd gibi) sapkın
sayılıp iktidarın adamları, muhafazakar yorumcular tarafından
mahkum edildi. Fakat artık bunların bir önemi yoktu. Hareket
halindeki Avrupa toplumları bu öncülerin açtığı yolda ilerlerken,
aynı şeyi yapmayı reddeden Müslüman dünyası bugün dahi
içinden çıkamadığı bir gerileme dönemine girdi.