Benim merhametli cehaletim sayesinde, bir haftacık da olsa kendi Amerikan rüyasını yaşama fırsatı bulmuştu. Bir haftalığına orta sınıftan, hoş, arabası, kredi kartları ve kendi kız arkadaşı olan genç bir adam olmuştu; toplumdan kabul gören, düzgün davranan, düzgün giyinen bir adam. O hafta nezaketi, sıcaklığı, neşeyi ve eğlenceyi tatmıştı. Belki de ilk kez hayatın neye benzer bir şey olabileceğini görmeye başlamıştı. Ama tabii ki artık çok geçti.