Sedat Sertoğlu

Sedat SertoğluTanrı'nın Aklını Aramak yazarı
Yazar
Çevirmen
8.0/10
3 Kişi
8
Okunma
0
Beğeni
996
Görüntülenme

Sedat Sertoğlu Sözleri ve Alıntıları

Sedat Sertoğlu sözleri ve alıntılarını, Sedat Sertoğlu kitap alıntılarını, Sedat Sertoğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oysa hükümetler gelecek konusunda çok dikkatli hareket etmelidirler. Ama Türkiye'de hükümetler "günü kurtarma" politikası ile yaşadıklarından hiçbiri, bırakın 10-20 yılı, önündeki 3 yıl içinde neler olacağını bile görememektedir.
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Diploması işte böyle bir şey. Yani bir yerde elindeki kartları mümkün olduğunca saklamak ve karşındakının elini doğru tahmin edebilmek sanatı. Tanık olduğum ve dinlediğim müzakerelerde buna o kadar çok şahit oldum ki.
Sayfa 100Kitabı okudu
Bir de bizim diplomatlar, istedikleri haberleri allayıp pullayıp gayet güzel satarlar medyaya. Tecrübesiz olan gazeteciler de bunu yer ve aynen yansıtırlar satırlarına. Oysa gerçekler tamamen bunun dışındadır. Diplomatlar görüşmeleri "başarılı" buluyorsa ilgili konuda "anlaşma olmamıştır". Yine diplomatlar "dostane ve iş görüşmesi" tabirini kullanırlarsa "ciddi müzakere oluyor ama daha sonuç yok" demektedirler.
Sayfa 101Kitabı okudu
Dünyayı dolaşın, biz kazanabilir veya kaybedebiliriz. İsrail kazanabilir veya kaybedebilir. Ama şu bir gerçektir ki, anlaşmazlıklar asla savaş ve çatışmalarla çözülmez. Enver Sedat
Sayfa 186Kitabı okudu
Ankara gelecekte çevremizde neler olabileceği ve bunlara karşı nasıl tavır almamız gerektiği konularında da hatalar yapıyor. Örneğin Ankara, Amerika'da 11 Eylül'de yaşanan terör saldırılarını okuyamadı. Bu saldırıların sonuçlarında neler olabileceğini öngöremedi. Öngöremediği için de buna uygun politikalar geliştiremedi. Özetle kelimenin tam anlamı ile "uyudu".
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
Özetle dış politika çok ciddi bir işmiş. Heyecanla, hamasetle dış politika yapılmazmış. Dış politika akılla, sakin olup sağduyu ile yapılırmış. Öyle değil mi?
Savaş döneminde gerçek o kadar kıymetlidir ki, çevresinde yalanlardan kurulu muhafızlarla dolaşması gerekir. Winston Churchill'den Stalin'e
İyi tanımak lazımdır ABD yönetimlerini. İyi tanırsanız, ne Lübnan, ne Irak, ne Afganistan ve ne de sizi doğrudan ilgilendiren bir başka konuda "Beyaz Saray neden böyle yapıyor?" diye bir soru aklınıza bile gelmez. Çünkü nedenini üç aşağı, beş yukarı tahmin edebilirsiniz. Önemli olan karşınızdaki insanların, kim olursa olsun, ister Amerikalı, ister bir başka ülke diplomatları, düşünce tarzlarını bilmeniz.
Onun için de yeni nesilleri çok önemsiyorum. Onun için yeni nesillerin Türkiye'yi çok daha ileri götürebileceğine inanıyorum. Yeter ki hiçbir konuda bağnaz olmasınlar. Tek doğrunun kendi doğruları olduğuna körü körüne inanmasınlar. Başkalarının da doğru olabileceğini görebilsinler. Dünyaya at gözlüğü ile bakmasınlar. Aynı anda iki doğrunun da olabileceği sentezine sahip çıksınlar.
Sayfa 130Kitabı okudu
Reklam
Dünya hep mutlu olmayı arar ama bir türlü bulamaz." Öyle değil mi? Bireylerden ülkelere kadar bir bakın çevrenize.
Ortadoğu'da dostluklar ve düşmanlıklar bir göz kırpma süresinde değişir.
1100'lerden itibaren ta 1492'ye kadar süren Islam'daki bilgi ve beceri nasıl oldu da şimdi kaybolmuştu? Ve nasıl olup da, Hıristiyan dünyanın dışladığı Aristo ve onun "Aynı anda iki doğru olabilir" öğretisine sahip çıkıp onu geliştiren İbni Rüşd gibi bir düşünür yetiştirmiş olan ve gerek felsefe, gerekse bilim alanındaki buluşları ile Hıristiyan dünyasını Ortaçağ karanlığından çıkartan Rönesans'ın başlamasına büyük katkılar yapmış olan İslam dünyası, neden şimdi, yani bu yüzyılda bu kadar geri kalmıştı? Cevabı acaba mantık ile dini bir arada yorumlamak ve "ikisinin bir arada yaşayabileceği" gerçeğinden vazgeçmekte mi yatıyordu? Yani "iki doğru" olamaz mıydı gerçekten?
Sayfa 121Kitabı okudu
Tarihimiz, biz Türkler için yıllarca bir tabu olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşanan olumsuzlukları daha yeni yeni çıkmaya başlayan kitaplardan öğreniyor Türk milleti. Tarihin gerçekleri aradan za-man geçse vede ne kadar tabu olursa olsun, bir gün konuşulmaya başlanıyor. Keşke daha erken öğrenseydik tarihimizle ilgili olumlu-olumsuz tüm bilgileri. O zaman geçmişi daha iyi değerlendirirdik. Bizden sonra gelecek nesillere de "açık, şeffaf ve doğru" bir tarih bırakırdık.