Sefa M. Yürükel

7.8/10
6 Kişi
18
Okunma
2
Beğeni
1.470
Görüntülenme

Sefa M. Yürükel Sözleri ve Alıntıları

Sefa M. Yürükel sözleri ve alıntılarını, Sefa M. Yürükel kitap alıntılarını, Sefa M. Yürükel en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hitler'in Kavgam kitabında yazdığı gibi Nazi ideallerinin gerçekleşmesi için, Yahudilerin yok edilmeleri gerekiyordu.
Çingenelerin 1.5 milyon insan kaybı var. Ama kimse onlara herhangi bir tazminat ödemiyor ve bundan da söz edilmiyor (...) 1934'lerde ve sonrasında, Çingeneler, dünyadaki yerli halklardan en çok acı çekeni olmasına rağmen, en az önemsenenidirler ve kimse bu konuya değinmiyor.
Sayfa 133
Reklam
Jean Paul Sartre
Fransızların Cezayirdeki işkence uygulamalarına karşı tavır alanlardan, Fransızların ünlü filozofu Jean Paul Sartre, 1958'de Cezayirdeki veya başka yerlerdeki işkencenin, sadece Fransızların tarafından, insanlara karşı yapılan bir yöntem değil aynı zamanda, dünyada ne kadar yaygın olduğunu şu sözlerle açıklıyordu : İşkence ne sivillere, ne askerlere ne de özel olarak Fransızlara aittir. Bu öyle bir şeydir ki tüm yerleşim bölgelerini saran bir veba gibidir.
1963-1964 yıllarında, Yunanistan destekli Kıbrıs Rum terör örgütü EOKA'nın Türk etnik soykırımına yönelik olarak yaptığı yoğun saldırılarda, 500 Türk soykırım amacıyla EOKA tarafından kurşuna dizilerek katledildi. 103 Türk köyü ise, EOKA'cılar tarafından tamamen yakıldı ve yıkıldı. Bunun sonucunda, 25,000 Türk, evlerini terk etmek zorunda bırakıldı.
Fransızların Cezayir Soykırımı
İşkence ne sivillere, ne askerlere ne de özel olarak Fransızlara aittir. Bu öyle bir şeydir ki tüm yerleşim bölgelerini saran bir veba gibidir. Jean Paul Sartre
İnsan Haklar Evrensel Beyannamesi
Madde 16: c) Aile, toplumun doğal ve temel ögesidir; toplum ve devlet tarafından korunma hakkına sahiptir.
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
1945
Hepimiz sanki bilinçli olarak bir belirsizlik içerisinde yaşamaya zorlanmıştık.
Biyolojik Soykırım
Batılılar tarafından yaygın bir şekilde yapılan bu biyolojik soykırımın en son örneği ise, BM desteğinde ABD ve Müttefikleri tarafından Irak'a karşı 1991 - 2004 yılları arasında uygulanan ambargodan etkilenen 500-600,000 arasındaki küçük yaştaki Iraklı çocuğun hastalıklarının tedavi edilmesinin engellenmesi ortamı yaratılarak ölmesinde, ABD - İngiltere ve Müttefiklerinin Irakta halka karşı kullandıkları seyretilmiş uranyum silahlarının kullanılması (I. Körfez savaşında ABD sırf Basra Bölgesinde 300 ton seyretilmiş Uranyum (DU) mermisi kullandı) sonucu oluşan, özürlü ve hastalıklı çocuk doğumlarının yoğunlaşmasında ve doğarken ve anne rahmindeki çocuk ölümlerinde, uranyumdan etkilenerek oluşan kanser hastalığının yaygınlaşmasında, Kosova 'da ve Afganistan' da da aynı nitelikte silah kullanmaları sonucunda aynı nitelikte hastalıkların baş göstermesinde de (bu hastalıklar aynı zamanda bölgede görev almış batılı askerlerde ve askerlerin ailelerindeki çocuk doğumlarında da yaygınlaşmıştır. Bu konuda 2002 ve 2004 yıllarında yapılan belgesel programlar batı televizyonlarında zaman zaman yer almaktadır) batılıların uzun ve kısa vadeli hedefler gözeterek ve sonuçlarını bilerek biyolojik soykırımlar yaptıkları eldeki var olan belgelerden de görülmektedir. .
Sayfa 119Kitabı okudu
Beyaz Avrupalı insanın siyah Afrikalıyı, İskoçyalı filozof David Hume'un tabiriyle, hayvana benzetme şeklindeki ırkçılığa dayalı köleciliğin, demografik, siyasi, ekonomik, psikolojik, sosyal ve kültürel etkileri günümüze kadar sürmektedir.
İşkence ne sivillere, ne askerlere ne de özel olarak Fransızlara aittir. Bu öyle bir şeydir ki tüm yerleşim bölgelerini saran bir veba gibidir.
Sayfa 99
Reklam
Araştırma belgelerine göre, Danimarkalı doktorlar Hipokrat yeminlerini (doktor yemini) unutarak, Alman düşmanlığı gösteren, bir kısım sıradan Danimarkalılar gibi davranmışlardı. Öyle ki, doktorlar, ihtiyacı olan her insana yardım edeceklerine ilişkin yaptıkları doktorluk yeminlerini, mültecilere yardım konusunda bilerek unutmuşlar ve insanlık suçu işlemişlerdi.
Sayfa 89
Francis Galton'a göre, sosyal-politikada toplumun doğal gelişimine engel olacak aşağı değerdeki kimseler, hiçbir zaman, doğru yaşamın kurallarına uymuyorlardı ve aynı zamanda bu kişiler yukarı değerdeki insanlara göre daha çok çocuk yapıyorlar ve sürekli üreyerek çoğalıyorlardı.
Kölelerden doğan çocuklar da sömürge sisteminden kaynaklanan siyasi-ekonomik, sosyal ve kültürel yapıdan dolayı, birer insan değil sosyal-ekonomik miras olarak görülüyor ve çocuklar doğumlarından ölümlerine kadar, ebedi köle olarak kabul ediliyordu.
Sayfa 39
İnsanlık tarihinin uzun evresinde, köle ticareti büyük bir yer tutmaktadır. Araştırmalara dayanan veriler, köle ticaretinin, 1500 ila 1900 yılları arasında yoğun, seri ve planlı olarak yapıldığını ortaya koymaktadır.
Sayfa 33
1800 sonlarındaki Alman ırk antropolojisine ve Amerikan arî-ırk kuramcılarına göre, Avrupalı 'beyaz ırktan' olan ve özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinden olan insanlar, en üst değerdeki insan kategorisine sahiplerdi. Bunun dışındakiler ise, aşağı kategorilerde insanlardı.
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.