Semavi Eyice

Semavi EyiceBizans Devrinde Boğaziçi yazarı
Yazar
Derleyen
8.2/10
44 Kişi
186
Okunma
42
Beğeni
3.863
Görüntülenme
heykeltraş canonica mussoliniye yazdığı mektupta inönüyü anlatıyor.
Gazi'nin yanında onun eksikliklerini tamamlayan, canlı ve neşeli karakterli, büyük ideallerle dolu çok kültürlü bir adam olan İsmet Paşa duruyor. Kendisi çok az rastlanır çevik bir zekaya sahip, inanılmaz derecede kurnaz, her şeyi derinine inceliyor.
heykeltraş canonica mussoliniye yazdığı mektupta Atatürk'ü anlatıyor.
Kemal Paşa sade, bizim Lombardia ve Piemonte bölgelerinin eski asil askerlerine benzeyen davranışlarıyla çok seçkin bir insan. Az konuşuyor, derin ve kesin cevaplar veriyor, çok düşünüyor ve izliyor. İnsanları, büyük enerjisini yansıtan ve nüfuz eden gözlerle inceliyor. Fizyonomisi, o an içinde bulunduğu hislere göre bazen emir verici bir görünüme, bazen de insanı duygulandıran adeta çocuksu tatlı bir havaya bürünüyor. Merhamet dolu bir insan. Çok acı çekmiş olduğu anlaşılıyor. Aciz kimselere karşı sevgi duyuyor, önemli bir kişi havası takınmıyor. Tüm aile efradı ile konuşuyor, şakalaşıyor.
Reklam
Elçinin imparatorun beraberinde bulunduğu ikinci saray ise şehrin bügünkü Bostancı ile Maltepe arasında Küçükyalı'daki Bryas Sarayı'dır. İmparator Theophilos tarafından İslam sarayının bir benzeri olarak 840 tarihlerine doğru yaptırılan bu sayfiye ve av sarayının alt yapı kalıntısı bugün hala Küçükyalı yakınında görülebilir. Liudprand'ın bu çevrede imparatorun ava çıktığını bildirmesi şimdiki Küçükyalı'dan arkada Kayış dağına uzanan arazinin o yıllarda avlanmaya uygun bir ormanlık bölgesi olduğunu gösterir.
Sayfa 262Kitabı okudu
Türk devrinde 'meydan-I esb' yani At Meydanı olarak adlandırılan Hipodrom Bizans döneminde önceleri quadriga adı verilen dört at koşulu yarış arabalarının koşu yaptıkları bir meydandır. Bu arabaları idare eden yarışçılar yeşiller, maviler, kırmızılar ve beyazlar olmak üzere dört ayrı gruba ayrılırlar. Bunlardan ilk ikisi yeşiller ve maviler günümüzün en başta gelen iki futbol kulübü gibi ünlüdür. En tanınmış yarışçıda Porphğyos adındadır.
Sayfa 235Kitabı okudu
Roma imparatorlarından Hadrianus, milattan sonra 123 yılına doğru burayı ziyaret etmiş ve büyük bir ihtimalle şehre akarsu sağlayacak olan su yollarının ve Trakya'dan su getiren tesislerin yapımını emretmiştir.
Sayfa 25 - etkileşim yayınlarıKitabı yarım bıraktı
Antik çağdaki mezarlıklara ait lahit ve mezar stellerine şehrin içinde bugünkü zeminden metrelerce aşağıda rastlamak mümkün olmaktadır.
Sayfa 15 - etkileşim yayınlarıKitabı yarım bıraktı
Reklam
Antik liman tesislerinin kalıntıları meydana çıkarılmış ve bir sürpriz olarak toprak tabakalarının altında bu limanda bulunan bazı Bizans gemilerinin kalıntıları da ortaya çıkarılmıştır.
Sayfa 14 - etkileşim yayınlarıKitabı yarım bıraktı
Konstantinopolis
Batıda Konstantinapol, Doğuda Konstantiniyye, “Bütün dünyadaki en iyi tahkim edilmiş en büyük şehir ve dünya kurulduğundan beri hiçbir şehirde bu derecede ganimet toplanmamıştır.” Geoffroy de Villehardouin (Fransız Asker, edebiyatçı ve şair-1204)
Sayfa 80 - IV. Haçlı Seferi. (Latin İstilası)Kitabı okudu
Kadıköy İlk Medeniyetler
Heraklios (610-641) zamanında, 626’da Sahrbaraz idaresindeki bir Sasanî ordusu Khalkedon (Kadıköy)’u ele geçirerek, Boğaziçinin Anadolu kıyısında ordugâh kurmuş, 717’de kuvvetli bir Arap donanması yine burada üslenmiştir.
Bizans Devrinde Boğaziçi Giriş
Boğaziçi'nin manzarası da tabiatı gibi karadeniz ağızlara doğru daha sarptır. Onda, göğün ve denizin bütün o azgın saldırıışlarına göğüs gerer yalçınlıkda bir duruş vardır. Yamaçlarında karşılıklı viran olmuş iki kale ve kıyılarında tümsekleri görülen tabyalar bu tabiatın savaşçı sergüzeştinden birer izdir. Koyu ve keskin durumu o tesiri verir ki, aşağılarda, yamaçlarının insan eli değe değe yumuşamış ve munisleşmiş teni, orada hala üzerine el sürdürmemiş bir yele sertliğindedir. Bu bakımdan onda efsanevi, destani bir hal vardır. Aşağılarda şehirleşmiş boğaziçi orada artık köydür.
Sayfa 1 - yeditepeKitabı okudu
Reklam
Haliç'in "V" biçimindeki dibinde kalın çamur tabakasını içinde çok değerli şeylerin bulunduğu kesindir. Nitekim 1850'de bir yabancı tüccarın gemiye binerken elinden düşürdüğü, içinde bütün serveti olan altın kesesini aramak üzere Haliç'in derinliklerine inen bir dalgıç dibin çok dik ve akıntılı olduğunu söylemiş, keseye rastlamamasına karşılık burada yirmi kadar tunç top bulmuş ve bunlar derhal çıkarılmıştır. II. Abdülhamid döneminde bir Beyoğlu eğlencesinden sabaha karşı çift at koşulu arabasıyla dönen bir paşazade, araba sürücüsünün köprünün açık olduğunu farketmemesi yüzünden Haliç'e düşmüş, atlarla araba ve sahibi Haliç'in dibindeki kalın çamur tabakası içinde kaybolmuştu. Nihayet tersane ve kalafat yerleri önünde bakımsızlık veya tamir sırasındaki ihmal yüzünden batan gemiler de Haliç'in derinliklerinde kaybolup gitmiştir.
yok yere yıkılan Karaköy Camii
İstanbul'un gerekçesi anlaşılmadan yıkılıp ortadan kaldırılan çeşitli eski eserlerinden biri de Karaköy'deki Merzifonlu Kara Mustafa Paşa veya kısaca Karaköy Camii'dir.
Sayfa 121Kitabı okudu
gereksiz yere yıkılan Süleyman Subaşı Camii
Süleyman Subaşı Camii 1940'lara kadar sağlam ve ibadete açık tı. Bu tarihlere doğru eski Unkapanı Köprüsü kaldırılıp yerine bir Fransız firmasına yaptırılan ve hâlâ kullanılan Atatürk Köprüsü inşa edilirken gereksiz yere, belki de şantiye yapılarına yer açmak için Süleyman Subaşı Camii de tamamen yıkılıp ortadan kaldırıldı. Bugün yerinde boş bir düzlük vardır. Böylece İstanbul, Haliç kıyısındaki bir özelliğini de kaybetmiş oldu.
İstanbul kayıplarımıza devam-1936
Ayrıca aynı kurucu Abdullah Aga'nan Kısırlı Meydanı'ndaki mescidinin yanında görülen itinalı bir işçilikle işlenmiş mezar taşında da 895 (1489/90) tarihi yazılı olduğuna göre Langa'daki bu cami, 15. yy'in sonlarına doğru, Sultan II Bayezid döneminde inşa ettirilmiş bir mabetti. Şehrin 15. yy'a ait en eski eserlerinden biri idi.
Sayfa 114Kitabı okudu
Yoros Kalesi nedir, nerededir
İstanbul Boğazı'nın Karadeniz girişinde, Anadolu yakasındaki tepelerden birinin zirvesinde bir kale görülür. Bu halk arasında Yoros Kalesi veya daha yaygın olarak Ceneviz Kalesi olarak adlandırılan, Boğaz'ın girişini kontrol etmek için yapılan eski bir tahkimattır.
Resim