Semih Kaplanoğlu sözleri ve alıntılarını, Semih Kaplanoğlu kitap alıntılarını, Semih Kaplanoğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünyada gizemli olmayan hiçbir şey yoktur, ama gizem belirli şeylerde diğerlerinde olduğundan daha açıktır: denizde, yaşlıların gözlerinde, sarı renkte ve müzikte.”
Her çocuğun içine bir bekçi köpeği yerleştiriyorsunuz ve o köpek ölene kadar o insanı gözlüyor…
Her uygunsuz harekette ya da düşüncede köpek çocuğu ısırıyor…
bir kural: suçluluk duygusu
… Halbuki çocukluktan hatırladığım, ölüler evde bekletilirdi, bir gece kalırdı, başında dua okunur, konuşulur… Evin içinde ölüyle birlikte durmak bir başka deneyime ve ölümle ilgili düşünmemize yol açardı. Şimdi hayat ölümü yasakladı. Ölümü düşünmemiz bile istenmiyor. Bütün bu hobi sektörlerinin, boş zaman sektörlerinin, hafta sonu, tatil programlarının ve buna benzer şeylerin temelinde ölümden kaçma, ölümle bağlantımızı koparma isteğimiz var diye düşünüyorum.
Diyelim, "Yumurta"da Yusuf ve Ayla'nın yaşlı kadınlara gittiği sahne. Oradaki durum, o sahneden neler anlamamız gerektiği, tretman aşamasında bunlar mevcut. O haliyle Orçun'a teslim ediyorum ve Orçun çalışmaya başlıyor. Yusuf ve Ayla gittiğinde bu kadınlar orada ne yapıyor? Tarhana çorbası mı pişiriyor, incir mi ayıklıyorlar? Orçun senaryoya bunları getirmeye başlıyor. O ev nasıl bir evdir? Kapısı nasıl? Duvarlarında neler var? Bahçesi var mı? Penceresi nereye bakar?.. Orçun bu konuda muazzamdır. Kadının terliğinin tokasına kadar yazar...
Cihangir bugünkünden farklı bir Cihangir'di. Orada travestilerin de yaşadığı bir apartmanda küçücük bir eve taşındım. Kendimi büyük çatışmaların, travesti ayaklanmalarının, polis baskınlarının ortasında buldum. Polisler baskın yapıyor, travestiler tüpü yakıp pencereden aşağı atıyorlar, böyle sahneler hatırlıyorum.