Senail Özkan sözleri ve alıntılarını, Senail Özkan kitap alıntılarını, Senail Özkan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oysa irâdenin tabiatında müthiş bir egoizm vardır ve bu egoizm her yerde bir savaşın fitilini ateşler. Şu uçsuz bucaksız dünyada minik bir varlık olan insan, varoluş egoizmiyle dünyaya sığmayacak kadar doyumsuz ve muhteristir. Hem öylesine muhteristir ki küçük bir menfaati için acımadan başkalarını feda etmeğe hazırdır.
Kapkaranlık bulutların arasından güneşin göz kırpması, tan vakti dağların ağarması, gurub vakti güneşin batışı, karanlık bir odada bir mum ışığı... tüm pesimist tuzaklara rağmen güzeldir, iç açıcıdır, muhteşemdir. Hem öylesine muhteşemdir ki, yirmili yaşlarında göz ışığını kaybeden, ama hayata küsmeyen, tam aksine hayatı ve hürriyeti daha derinden kavrayan ve karanlıktan öç alırcasına iki pırıltılı eser geriye bırakan Mitat Enç'in dediği gibi, "Evrenin tüm karanlığı tek mum ışığını bile köreltemez."
Hayatın tüm ihtiyaçları karşılandığı zaman kendisi yük olmağa başlar. Öte yandan yaşanılan felaketlerin büyüklüğü ne olursa olsun hayat irâdemizin çelik telini koparmağa gücü yetmez. Böyle büyük felâketlerde ilk acılı ânı atlattıktan sonra yıkılmadığımızı hayretler içerisinde tecrübe ederiz. Hatta bununla da kalmayız, bilakis daha da güçlendiğimizi fark ederiz
Dante, cehenneminin malzemesini bu dünyadan almamış mıdır? Bu dünyadan almıştır, ama yine de tam bir cehennem meydana getirmiştir. Sıra cennetle onun zevklerini anlatmaya gelince, dünyamızda bu konuda pek malzeme olmadığı için, büyük güçlüklerle karşılaşmıştır... Bütün destanlar ve dramatik şiirler mutluluk uğruna yapılan mücadele, çaba ve dövüş üstünedir; hiç bir zaman sürekli, tam mutluluğu anlatmaz. Kahramanlarını, binlerce tehlike ve güçlüklerden amaca doğru götürür; amaca erişilir erişilmez, acele perdeyi indirir; çünkü yapacak işi kalmamıştır..
'İyi niyet'in asıl paha biçilmez değeri şuradadır ki, davranış ve eylemin prensibinin, sadece tecrübenin sağlayabileceği tüm tesadüfi sebeplerin etkilerinden arınmış olması gerekir.
Başkalarının düşüncelerinin sürekli olarak seller gibi bize akması kendi düşüncelerimizi sınırlar, onları yok eder; sonunda da düşünme gücümüzü felce uğratır. Bilginlerin çoğundaki eğilim, kendi zihinlerinin yoksulluğu yüzünden, bir çeşit frega vacui = boşluğun emilmesidir. Böylece ister istemez başkalarının düşüncelerini çeker içine... Üstünde kendimiz düşünmeden önce, bir konu hakkında okumak tehlikelidir... Okuduğumuz zaman, bizim yerimize başka birisi düşünmektedir; biz onun yalnızca zihin sürecini tekrarlarız...
"Bir felsefede, sayfalar arasında gözyaşı dökülmüyorsa, iç çekip ağlanmıyorsa, dişlerini sıkma, öfkelenme yoksa ve genel olarak karşılıklı öldürücü vuruşmanın korkunç gümbürtüsü duyulmuyorsa o felsefe, felsefe değildir."