Serap Ekizler Sönmez

Eskiz Defterimden Osmanlı Mimarisi yazarı
Yazar
9.0/10
2 Kişi
7
Okunma
5
Beğeni
9,4bin
Görüntülenme

En Yeni Serap Ekizler Sönmez Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Serap Ekizler Sönmez sözleri ve alıntılarını, en yeni Serap Ekizler Sönmez kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nuruosmaniye Camii (1755 - İstanbul)
" Sultan I. Mahmud tarafından 1748’de başlanıp, Sultan III. Osman tarafından 1755’te tamamlanmıştır. Klâsik devrin son bulduğu ve yeni üslûp olan Barok üslûbunun kendini gösterdiği bir eserdir. Fakat Barok üslûp bire bir uygulanmamış, Osmanlı mimarî geleneği ile harmanlanmıştır. Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii ile benzer plâna sahiptir. "
Sayfa 218
Sultan Ahmed Camii (1617 - İstanbul)
" Sultan I. Ahmed tarafından Sedefkâr Mehmed Ağa’ya Ayasofya’nın karşısına gelecek şekilde yaptırılmıştır. Mimar Sinan’ın Şehzâde Mehmed Camii planına benzer fakat ondan büyüktür. Büyük bir külliyenin parçası olan caminin kubbesi içerde 5 m. çapındaki dört fil ayağına oturur. Merkezi kubbeyi çevreleyen dört, avlu ucunda ise iki minare vardır. Kubbeye bitişik olan minareler üç, avludakiler ise iki şerefelidir. İç mekânın %75'i gök mavisi çinilerle kaplanmıştır. 'Mavi Cami' ismi buradan gelmektedir. "
Sayfa 202
Reklam
Piyâle Paşa Camii (1574 - İstanbul)
" Kaptan-ı Deryâ ve Sultan damadı olan Piyâle Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mimar Sinan camileri içerisinde plân bakımından en anlaşılması zor olan camidir. Çünkü çok kubbeli bir camidir. Altı kubbenin ağır ayaklara değil granit sütunlara oturması mekâna diğer çok ayaklı camilerdekinin aksine ferah bir görüntü verir. Kubbeler sağırdır ki bu diğer camilere göre farklı bir özelliktir. Kubbelerin sağır olmasına rağmen duvarlardaki pencereler içeriyi aydınlatmaya yeterlidir. Cami girişleri mihrap ekseninde değil yandadır. Müezzin mahfili mihrabın tam karşısındadır. Bu camide minarenin yeri de oldukça ilginçtir. Mihrap aksı üzerinde dış sofa ile orta kubbenin birleştiği yerdedir. Dış sofa da ilginç tasarlanmıştır. Yanlarda ağır ayaklı galeriler dolaşmaktadır. "
Sayfa 194
" XV. yüzyıl sonu XVI. yüzyıl başı Osmanlı çini sanatı açısından yeni bir dönemin başlangıcıdır. Bu dönemde geliştirilen ilk teknik mavi-beyaz tekniktir. XVII. yüzyıl ortalarına kadar süren bu tekniğin en belirgin özelliği sert ve beyaz hamurdan üretilmesidir. Osmanlı saray nakkaşlarının elinden çıkan desenler, İznik atölyelerinde uygulanır ve pişirilir. "
Sayfa 150
Süleymaniye Camii (1557 - İstanbul)
" Osmanlı döneminin en büyük külliyesine ait olan cami Kânûnî Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Kuzey ve güney doğrultuda ana kubbeye eklemlenmiş yarım kubbeler, doğu ve batı doğrultusunda a-b-a-b-a şeklinde dizilmiş küçük kubbeler plânı oluşturur. Bu plân şeması ile Ayasofya’ya benzemekte ise de bu bir yanılgıdır. Zîra Ayasofya
Sayfa 126
Murad Paşa Camii (1470 - İstanbul)
" Fatih’in vezirlerinden Murad Paşa yaptırmıştır. Oldukça yüksek duvarlara sahiptir. Almaşık duvar örgüsü vardır. Zâviye uygulamalarının artık terk edileceği sinyalini veren tasarım öğeleri barındırır. Ana kubbe ve ibadet kubbesi çapı eşittir. Camiye eklenen yanlardaki odalar, Bursa’daki örneklerde ana bina ile neredeyse aynı yüksekliğe ulaşırken burada ayrılacakmış hissi verecek şekilde daha alçak seviyededir. İstanbul’da ilk zâviye plânlı cami inşa ettiren Mahmud Paşa’dır. Ardından Murad Paşa ve Rum Mehmed Paşa’nın yaptırdıkları gelmektedir. Cami içinde kubbelerin geçit öğeleri, mihrabın olduğu kubbede aslan göğsü üzeri mukarnaslı, giriş kısmında ise Türk üçgenidir. Caminin giriş sofasında devşirme sütunlar kullanılmıştır. Orta sahnı Tabhâne odalarından ayıran duvar yüzeyinde yüksek ve derin birer niş yer alır. Bu mukarnaslı niş başka hiçbir örnekte yoktur ve yüksek duvarların donuk görüntüsünü azaltmak için yapıldığı düşünülmektedir. "
Sayfa 84
Reklam
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.