Rusya, İngiltere ve emperyalist güçlerin desteklediği isyanların ve Yunanistan'ın Osmanlı topraklarını isteme arsuzu bu kitap da karşımıza çıkıyor. Yunanistan İzmir'i işgal etti veya adalarımızı aldı demenin arkasında çok büyük oyunlar yattığını ve Türklere karşı acımasızca davranıldığını daha net anlıyoruz. Çok detay var kitap da ama ben en sade şekilde anlatmaya çalışıyorum. Kısacası Yunanistan Osmanlı üzerinde demografik bir oyun kuruyor ve işgal ettiği yerlerdeki Türkleri ve Osmanlı vatandaşlarını sürgün etmeye başlıyor. Sürgün etmek ya zorunlu göçe tabi tutuluyor (darp, tecavüz vs) yada bildiğimiz sürgüne kapatılıyor yani öldürülüyor. İşgal ettiği yerlere Ermeni-Yunan nüfusunu gönderiyor ve topraklarımız da hak iddia etmeye çalışıyordu. Sürgün yönetimi ile milyonlarca kardeşimizin öldüğünü iliklerinize kadar hissediyorsunuz ve sayısal veriler ile başbaşa kalıyorsunuz bu kitap da. Arka planda bunca şey olurken mavi gözlü adamın başarısının da ne kadar zor olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Kitabı okurken aklıma sorular geldi. O dönemde Türk nüfusu oldukça gerilemişti ve Yunan ve Ermeni nüfusu Ege bölgesinde oldukça fazlaydı. Acaba günümüzde yapılan tartışmalarda bahsedilen, ege bölgesinde yaşayanların çoğu Yunan ve Ermeni soyundan mi geliyordu? Bunu destekleyen bir tespitim var, doğuya baktığınız zaman türk kültürünün daha sağlam olduğunu batı da ise biraz kopuk olduğu gözler önüne seriliyor. Yunanistan'ın uyguladığı bu tutum yüzünden mi böyle oldu acaba? Sürgün faaliyetleri ile doğuya kovduğu Türklerin fazlalığı kanıtı buna kanıt olabilir mi?
