Bu yıl yine
çok gülüyor,
kısa giyiyor dediler,
kardeşler ablasız,
ağabeyler kardeşsiz,
çocuklar annesiz kaldı.
annelerin kuzuları, babaların bitaneleri,
öğretmenlerin öğrencileri öldü,
Büyük meselelerin küçük satır aralarıyız,
kocaman şehirlerin küçücük insanları
olduğumuz gibi…
Cüsselerimiz, gücümüz, nefesimiz
her bir şeyimiz küçük ama nedendir bilinmez,
her yeni gün ısrarla
bize kalmayacak bir Dünyadan,
bizi altına alıp ezip geçecek büyüklükte
kederler biriktiriyoruz.
En kötüsü de hepimiz,
tüm yan yana gelişlerimiz de bile yapayalnızız,
herkesin kendine ait bir girdabı var,
dön bak etrafına herkes hareket halinde
ama kimsenin bir yere vardığı yok, heyhat.
Sesli dinlemek için:
instagram.com/p/C0kRoE-NceL
3 Aralık Dünya Engelliler Günü “kutlanacak” bir gün değildir, özel gereksinimleri olan bireyleri bir fotoğraf karesine malzeme edip, sırf tek bir güne mahsus ucuz duyar kasma aracı hiç değildir! Geçen yıl 3 Aralık’tan bu 3 Aralık’a kadar geçen bir yıl boyunca kaç tane özel gereksinimli bireyin hayatın içinde daha fazla yer alması için alan açmak adına çalışmalara katıldınız yada kaçının yaşamını kolaylaştıracak çalışmalarda fiili olarak yer aldınız mesela? Paylaşım yapmaya ayırdığınız kadar küçücük bir zamanı bile ayırmadınız mı yoksa? Bu ve benzeri soruları elbette ben sormuyorum size, benim yada bir başkasının ne haddine. Vicdanınız ve insan olma bilinciniz soruyor, yanıtı da haliyle bana yada bir başkasına değil, yine kendinize vermeniz yeterli.
Cahillik ve ahlaksızlık girdabına kapılarak
her gün daha çok ayrışan toplumları gördükçe dünün hafızasına sarılıyor insan. Bu yıl daha çok okuyalım çünkü unutmayın; kitaplar hayatımızı değiştirir, okursak ayrı okumazsak ayrı değiştirir ama mutlaka değiştirir.
İyi seneler.🕊️
Kıymetli büyüğüm Zülfü Livaneli’ye yeni kitabımı okumaya ayırdığı zaman ve romanlarıma dair yorumu için çok müteşekkirim.❤️
Kaleminden yansıyan kamaş kamaş ışığıyla tüm Dünya toplumlarına yol gösteren
Zülfü Livaneli ‘den bunları duymak ömrümde aldığım en anlamlı
armağan oldu.🕊️
7. Kitabım
80ler 90lar başkaydı,
maddi yokluk yine vardı
ama manevi yoksunluk bu kadar yoktu.
Karnı aç olanın gözü toktu,
az olanı paylaşan çoktu,
olmayanlar da olanlardan bulurdu.
Hor görülmez, kimse kırılmazdı,
sözler incitmez, üstüne alınılmazdı.
Arlısı hoştu, hırlısı hoştu,
muhabbet hoştu, sevdalar hoştu,
arkadaşlıklar, dostluklar ne hoştu bee…
Serhat Kaya’nın sesinden
dinlemek isteyenler için:
instagram.com/reel/C0H3dPlNMO...