Şerif Çelebi

10.0/10
1 Kişi
2
Okunma
0
Beğeni
280
Görüntülenme

Şerif Çelebi Sözleri ve Alıntıları

Şerif Çelebi sözleri ve alıntılarını, Şerif Çelebi kitap alıntılarını, Şerif Çelebi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
MATTA 7:7-8 -02 “Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.
Sayfa 352Kitabı okudu
Din tek, şeriat çoktur!
ŞERİAT ve ŞİR'A aynı kökten gelir. ŞİR'A kelimesi "kişiyi suyun kaynağına götüren yol" anlamına gelir. Ki suyun kaynağına sadece bir yoldan değil birden fazla yoldan gidilebilir. Allah için önemli olan, kaynak suya veya pınara ulaşıp afiyetle o temiz suyu içmektir.... Din tek, şeriat çoktur!
Reklam
İncil Matta 6: 9-13 ‘Göklerdeki Babamız, Adın kutsal kılınsın.  Egemenliğin gelsin. Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de Senin istediğin olsun.  Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver.  Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, Sen de bizim suçlarımızı bağışla.  Ayartılmamıza izin verme. Bizi kötü olandan kurtar. Çünkü egemenlik, güç ve yücelik Sonsuzlara dek senindir! Amin’.
Kutsal kitapları, yazarı Allah olan dört ciltlik bir kitap olarak da düşünebiliriz. Kutsal kitaplar birbirini tamamladığından ve birbirini açıklayıp tefsir ettiğinden; Müslümanlar Kitab-ı Mukaddes'ten, Yahudiler ve Hristiyanlar Kur'an'dan yararlanmak suretiyle Allah'ın amaçladığı mutlak gerçekliklere daha fazla yaklaşmış olacaklardır.
LUKA 11:9-13 “Ben size şunu söyleyeyim: Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. 10Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır. “Aranızda hangi baba, ekmek isteyen oğluna taş verir? Ya da balık isterse balık yerine yılan verir? 12Ya da yumurta isterse ona akrep verir?
Sayfa 352Kitabı okudu
Hakdin gökten inen suya benzer. Su, gökten temiz, duru ve (her toprağa) eşit olarak indiği halde, toprağın bileşiminde bulunan unsurların rengi, tadı, kokusu vs.nin değişik olması; suyun tat, renk, koku vb. özelliklerini de değiştirir. O zaman, suyun bazısı tuzlu, bazısı tatlı, bazısı kirli ve bulanık olur; bazısından faydalanılır, bazısından faydalanılamaz. Bu, yeryüzünün cevherlerinin farklı olmasının gerektirdiği bir zorunluluktur. Çünkü aslı ve özü bakımından gökten inen su tatlı, duru ve temiz olduğu halde, yere indikten sonra değişmektedir. Bir başka deyişle, eğer su, üzerine indiği toprağın durumuna göre değişmeseydi, o zaman, gökten indirilen suyun hepsi tatlı ve temiz olduğu gibi, kendisinden faydalanılan su da tek tür yani sadece tatlı su olurdu. İşte, din de tıpkı bunun gibidir. Yani Tanrı tarafından gönderilen ve vahye dayanan din tek ve aynı din olduğu halde, insanların yeryüzünde farklı dil ve kültürlere sahip topluluklar halinde yaşamaları, gönderilen dinin de farklı şekilde anlaşılıp yorumlanmasına ve amaçları aynı olmasına rağmen, farklı fiillerle örneklenip yaşanılmasına; böylece, o, aynı zamanda, Peygamberlerin ve şeriatların farklı olmasının da zorunlu hale gelmesine sebep olmuştur. Bu demektir ki, semâvî dinler yani vahye dayanan büyük târihî dinler, özü itibariyle, aynı doğruluk ve geçerliliğe sahiptir. İşte bu, Mâtüridînin açıkça ortaya koyduğu, İbrâhimî dinlerle sınırlı, bir kısmî çoğulculuktur.
Reklam
1 Ne mutlu o insana ki, kötülerin öğüdüyle yürümez, Günahkârların yolunda durmaz, Alaycıların arasında oturmaz. 2 Ancak zevkini RAB'bin Yasası'ndan alır Ve gece gündüz onun üzerinde derin derin düşünür. 3 Böylesi akarsu kıyılarına dikilmiş ağaca benzer, Meyvesini mevsiminde verir, Yaprağı hiç solmaz. Yaptığı her işi başarır. Mezmurlar (Zebur)