Kadın hakları konusu günümüzde dahi politikleştirilip etik dışı bir bakışla ihlal
edilebilmektedir. Kitap kadın odaklı haberciliğin toplumda oluşturacağı farkındalık üzerinde durarak bunun çözüm yollarını sunmaktadır. Eril dilin hakim olduğu medyada, kadına ayrılan köşeler kadın hakkı olmadığı gibi orada verilen mesajlarda kadına rol biçen üsluptan uzaklaşmalıdır. “Ötekilerin” görmezden gelinmesi sorunu çözmediği gibi medyada temsilinin olmaması da sorunu yok etmeyecektir. Kitabın verdiği diğer bir mesajda, hak haberciliği bazen eril dili hakim medyanın yayın anlayışı, bazen de bireysel tercihlerle halka arz
edilememektedir. Kadın odaklı habercilik metinleri sorunun çözümüne ilişkin şu soruları defaatle sorduruyor. Toplumda baskın olan ataerkil zihniyet mi, yoksa toplumda algı oluşturma erki bulunan medyanın sessizliği ve işi sulandırması mı bu konuyu çözümsüzleştiriyor ?