Ürkütücü bir kitaptı.Hadi canım,böyle bir şey
olabilir mi? diyemedim malesef. Bunda kitabın
inandırılıcılığı da etkili ama daha çok tarihte
yaşananlardan dolayı böyle düşündüm. Gerçi çok uzak tarihe gitmeye gerek yok. Etrafımız kadının evden dışarı çıkmayıp sadece üretme vazifesini görmesi gerektiğini düşünen insanlarla dolu.
Kurguda Hristanlığın bir mezhebine bağlı
gibi görülen bir örgüt darbeyle başa gelir.Ve
bütün toplumsal normlar yıkılır,yerine
bambaşka bir dünya kurulur.Yeni düzende
kadının dış dünyada asla yeri yoktur.Çevresel
kirlilikle ve onlara göre günahlardan dolayı
nüfus azalmıştır.Doğurgan kadınlar ve kız
çocukları çok önemlidir bu yüzden. Kadınlar
çesitli sınıflara ayrılır ve her sınıf başka bir
renk elbise giyer.Kimlikleri yok etmek içindir
bu,bireyselliği temsil edecek bir şeye asla
tahammül yoktur.Tepedeki komutanların
doğurma yetisini yitirmiş asıl eşleri ve bu
kadınlara çocuk verecek damızlık kızlar vardır.
Damızlık kızların adı bile yoktur,sahiplerinin
adıyla anılırlar.Kitaptaki kahramana göre
onlar "iki ayaklı rahimlerdir" yalnızca.
Oysa bu olaydan önce normal bir hayat
vardır orada da. Olaylar bir günde değişmiş gibi görünse de suların yavaş yavaş kaynadığını başkahramanımız anlatır
.
#59182684 .
Gazetelerde kadın cinayetleri ile ilgili haberler
çıkar.Ama bunlar normal yaşantısında olan
insanlar için duyulup,üzülünüp hemen
unutulması gereken şeylerdir.Kendilerini o
korkunç gazetelerin kenarlarındaki beyaz ve
güvenli alanda hissederler.Oysa farkında
olmazlar ki güvenlikleri için yavaş yavaş
özgürlüklerinden olurlar.
Kitap feminist bir etiketle anılsa da erkekleri
de ilgilendiriyor.Hatta aklı başında erkekleri
bu kitabın daha fazla sarsması gerekir.Çünkü
kitaptaki erkekler de eşit değil.Üreme hakkı
bile sadece yöneticilere verilmiş.Zaten sevginin olmadığı,köleliğin hüküm sürdüğü bir
düzen hangi aklı başında insanı mutlu eder ki?
Kitapta bir sınıf var ki hem iğrendim hem
güldüm onlara.Ama hikayesel bir deyimle
"acı acı güldüm."Bunlar damızlık kızları eğiten
teyzeler sınıfı.O korkunç dünyayı sürekli
normalleştirmeye çalışıyorlar.
#59178178Tehditle,işkenceyle köleleştirmeye çalışıyorlar.
Oysa bu mümkün değil.Çünkü kızlar iyi olanı
yaşadılar ve bir bellekleri var. Aslında teyzeler
de bunun farkında o yüzden "En zor sizin
durumununz,siz ara nesilsiniz,sizden sonrakiler için daha kolay olacak diyorlar."
İktidarın böyle küçük bir parçası bile ne kadar
büyük bir haz veriyor bu yaşlı kadınlara.
Burada iktidar hırsı ve bir kadının önündeki
engelin başka bir kadın da olabileceği
sorgulanıyor.
Cinsellikten haz almak,süs,gösteriş gibi
şeyler yasak bu yeni dünyada.Tabi ki
yöneticiler için değil.Zinanın cezası ölüm.
Ama gizliden kendilerini eğlendirmek için bir
fahişeler sınıfı bile oluşturmuşlar.
Kitap hakkında fazlasıyla yan okuma
yapılmalı.Kölelik,çok eşlilik,dinlerin ve toplumun kadınlara bakışaçısı gibi pek çok
sorun irdelenmiş.
Genel atmosfer ve gerilim yönünden 1984'ten etkilenilmiş gibiydi.1984'teki "düşünce polisi" yerine burada "göz"vardı.
Geriye gidiş gelişler olsa da okuması
kolay bir eser.Anlatımda biraz tekrara gidilmiş.
Bu sabırsız okuyuculari sıkabilir.
Bir kadının yazdığı, kadın sorunlarının
ön plana çıktığı bu distopik romanı herkesin
okumasını tavsiye ederim.Zamanınıza kesinlikle değecek.
Düzenlediği bu anlamlı
etkinlik için
#57068129 kendisine çok tesekkür ederim.
(
marco stanley fogg)