Beyazıt Meydanı şehrin salonu gibidir. Evlerde yalnızca misafir geldiğinde açılan, gündelik hayatın tozundan, kargaşasından uzak, içerisinde yaşanmadığı için her daim temiz, sessiz ve düzenli olan salonlar gibi, gündelik hayatın bulaşmadığı bir meydan hayali için Beyazıt Meydanı'nın uygun olmadığı da ancak 1960'ların sonunda anlaşılır.