Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Seyla Benhabib

Seyla BenhabibÇatışan Feminizmler yazarı
Yazar
7.9/10
18 Kişi
67
Okunma
9
Beğeni
2.282
Görüntülenme

Seyla Benhabib Sözleri ve Alıntıları

Seyla Benhabib sözleri ve alıntılarını, Seyla Benhabib kitap alıntılarını, Seyla Benhabib en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“…bizler önceden programlanmış piyonlar değiliz, aksine yeni hareketlerin içinde yer alabilir, toplumsal koşulları değiştirebiliriz.”
Sayfa 86 - Judith Butler.Kitabı okudu
“Çok yakın bir geçmişe kadar kadınların kendilerine ait tarihleri, farklı dönemsel kategorilere ve farklı yapısal düzenlere sahip anlatıları yoktu.”
Sayfa 30, 31 - Seyla BenhabibKitabı okudu
Reklam
elleri dert görmesin
Son yirmi yıl­da feminist tarihçiler kadınları, şimdiye kadar süregelen görünmez yaşamlarını ve yaptıklarını keşfetmekle kalmamış; gerek gelenek­sel olarak kadınlara atfedilen ve önceden küçümsenen dedikodu ve örgü gibi uğraşları gerekse histeri, baş ağrısı, adet döneminde yatağa düşme gibi tipik kadın rahatsızlıklarını farklı bir gözle görmeyi ve bunlara değer vermeyi öğretmişlerdir.
Feministler olarak, sınırları zorlayıp onların ötesine geçmek için pek çok nedenimiz vardır.
Sayfa 115 - pek çok….Kitabı okudu
“…feministlerin çok iyi bildiği gibi, kadınlığın anlamını kuşatan sınırlar bizi bağlamıştır. Sınırı bilmenin imkânsızlığı sonsuz bir ufuk açar.”
Sayfa 127 - Drucilla Cornell.Kitabı okudu
Kadının benlik duygusunun pek çok durumda ne kadar kırılgan ve hassas, kadınların özerklik için verdiği mücadele­nin ise rastlantılara ne kadar bağlı olduğu bilindiğine göre, kanım­ca kadın failliğinin "failsiz eylem" konumuna indirgenmesi olsa ol­sa zorunlu olan bir şeyi erdem saymaktır
Reklam
Kadın özgüllüğünü biyolojik ya da toplumsal anneliğe başvurarak niteleme çabası, benzer bir bölünmeyi, hatta feminiz­min toptan reddini üretmiştir. Kuşkusuz bütün kadınlar anne değil­dir; bazıları olamaz, bazıları anne olmak için çok genç ya da yaşlı­dır, bazıları olmamayı seçer, anne olan bazıları içinse annelik, fe­minizm çerçevesinde politikleşmenin çıkış noktası değildir.
Kişinin içinde bulunduğu kültür, toplum ve gele­neğin çok fazla şeyleştiği, acımasız güçlerin hakimiyeti altına gir­diği, tartışma ve karşılıklı konuşmanın kurutulduğu ya da imkansız hale getirildiği öyle zamanlar olabilir ki, toplum eleştirmeni toplumsal sürgün haline gelir. Bu tutumun örnekleri, Thoreau'dan Frank­furt Okulu'na, Albert Camus'den Doğu Avrupa muhaliflerine kadar uzanan modemite eleştirmenleriyle sınırlı değildir. Orta ve antik çağlarda da sürgün filozoflar, binyılcı mezhepler, kadın ya da er­keklerden oluşan mistik gruplar ve şehirlerini terk eden peygam­berler olmuştur.
Feminizm içerisinde, kadınlar olarak ve onlar adına konuşmak politik bir gereklilik gibi görünmektedir ve ben de bu gerekliliğe karşı çıkmıyorum. Kuşkusuz, temsili politika böyle işlemektedir ve bu ülkede lobileşme çabaları, kimlik politikalarına başvurmadan gö­rece imkansızdır. Dolayısıyla, yapılan gösterilerin, yasal düzenle­me çabalarının ve radikal hareketlerin kadınlar adına bir iddia orta­ya atması gerektiği görüşünde hemfikiriz.
Mülksüzler'in ilk satırlarında Ursula K. Le Guin'in sun­duğu sınır olarak duvar alegorisi, paradoks olarak anlaşılan sınırın metafor biçiminde ifade edilmesine yardımcı olabilir. Bir duvar vardı. Önemli görünmüyordu. Kesilmemiş taşlardan örül­müş, kabaca sıvanmıştı; erişkin biri üzerinden uzanıp bakabilir, bir çocuk bile üzerine tırmanabilirdi. Yolla kesiştiği yerde bir kapısı bile yoktu; ora­da yerin geometrisine indirgeniyordu: bir çizgiye, bir sınır düşüncesine. Ama düşünce gerçekti. Önemliydi. Yedi kuşak boyunca dünyada o duvar­dan daha önemli bir şey olmamıştı. Bütün duvarlar gibi iki anlamlı, iki yüzlüydü. Neyin içeride, neyin dı­şarıda olduğu, duvarın hangi yanından baktığımıza bağlıydı. Peki niye alegori kullanılır? Neden dolaysız olarak söylenmez? Yanıtı açık: Sınır, ancak dolaysız ifadeden kaçarak hissettirilebilir. Yani, eğretileme ve alegori sırf akademik şıklık için kullanılmaz.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Demokratik toplumlarda haklara ve yetkilere erişim ve bunlardan yararlanma, vatandaşlığın anlamının çok önemli yönleridir
Sayfa 121
Siyasal eşitliğin gereği aynılık değil, farklılığa karşı saygıdır.
Sayfa 72
“Felsefe olmadan toplumsal eleştiri mümkün değildir; toplumsal eleştiri olmadan da, aynı anda hem bilgiye hem de kadınların kurtuluş kaygılarına adanmış bir feminist kuram projesi düşünülemez.”
Sayfa 40 - Seyla BenhabibKitabı okudu
Psikanalizin yer aldığı bir feminizm sayesinde, kadına ve kadınlara ait anlamın bilinçdı­şında nasıl kodlandığını ve kodlanmış bu anlamların politik müca­deleye imkan veren paradoksları nasıl beraberinde getirdiğini zen­gin ve karmaşık bir çözümlemeyle inceleyebiliriz. "Yoksunluk" ola­rak Kadın, sözü edilen kodlayıcı paradokstan kastettiğim şeye ör­nek oluşturmaktadır. Kadın yoksunluksa, dolayısıyla Lacan'ın anla­yışına göre anlamdan yoksunsa, herhangi bir şey "olabilir".Kadı­nın anlamını mutlak bir biçimde sabitlemenin olanaksızlığı, sonsuz bir dönüşüm olanağı yaratır. Ve bu olanaksızlık sayesinde, bizi ken­di farklılığımızın hakikatine güya hapseden herhangi bir kurama meydan okuyabiliriz.
Sayfa 105Kitabı okudu
273 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.