Amerikalı yazar Shirley Hardie Jackson, kendi zamanında oldukça popüler olan ve edebiyat çevrelerince romanları son yıllarda oldukça dikkat çeken gizem-korku yazarıdır. Neil Gaiman, Stephen King, Nigel Kneale ve Richard Matheson kendisinden esinlenmişlerdir. Kısa hikayesi "Piyango" (1948) ünlü kısa öyküsüdür. Tepedeki Ev ise bugüne dek yazılan en iyi hayalet hikayeleri olarak tanımlanmaktadır.
Bu dünyada istediğim tek şey huzur. Uzanıp düşünebileceğim, çiçeklerin arasında yatıp hayal kurabileceğim ve kendime tatlı masallar anlatabileceğim sakin bir yer.
Hayalet hikayelerine bayılıyoruz. Bunu inkar edemeyiz, insanlık tarihine adım attıklarından beri bu hayaletler deli gibi para kazandılar. Bir zamanın kurgularının temel dayanağı olan hayalet hikayeleri genel olarak birbirine benzemelerine rağmen nasıl anlatıldıklarına veya yerine göre nasıl gösterildiğine bağlı olarak oldukca zıt yönlü
Göz alıcı parlaklıkta kırmızı bir elma düşünün. Bakmanız bile ağzınızı sulandırıyor. Isırdığınızda ise o ağzınızı sulandıran elmanın hiç de lezzetli olmadığını fark ediyorsunuz. Ne elma suçlu ne siz aslında.
Ama gerçek bu: görüntü bazen aldatır.
.
Kırmızı elmanın tatsızlığına benzer hayatları anlatıyor Jackson. Sakin-ılık bir havanın fırtınaya dönmesini, mutlulukla giden ilişkilerin bir bıçak darbesi almışçasına ikiye bölünmesini, umutların birden korkulara dönüşmesini..
.
‘Biz Hep Şatoda Yaşadık’ adlı romanıyla zihnimi alt üst eden Shirley Jackson, öyküleriyle de hareketli, sarsıcı bir okuma sunuyor. Kısa bulduğum bir öykünün kahramanını başka bir öyküde kullanıyor örneğin. Gidişatını durağan bulduğum bir öykünün sonunda ‘ciddi olamazsın!’ dedirtiyor.
Özellikle kitaba da adını veren Piyango öyküsü.Karakter isimlerinin bolluğuyla okuyucudan dikkati toplarken; aslında bu dikkati başka bir şey için istediğini görüyorsunuz.Açtığı çukura düşmemek için!
.
Okuduğum ilk eserinden farklı bir türde de beni etkiledi Jackson. Karamsar gibi görünse de korkmadan yazdığını duyumsuyorsunuz~
.
Çeviride ‘biz hep şatoda yaşadık’ ta da gördüğümüz Berrak Göçer yer alırken;kapak tasarımı Nazlım Dumlu çalışması.
Mistik efsaneler ve lanetli hikayelerin her birinin bir doğuşu vardır. Bu zamana kadar yazılmış/çekilmiş çoğu eserde genel kalıplarla bu hikayeyi gördük, elbette her şeyin bir kökeni vardır ve köküne indiğiniz olaya daha farklı bakmamak elde değil.
Kitabın konusu hakkında fazla bilgi vermek içeriğini berbat edecek buna eminim. Çünkü "Biz Hep