Sophie Jackson sözleri ve alıntılarını, Sophie Jackson kitap alıntılarını, Sophie Jackson en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Onu büyükannemin buzdolabından çıkardığı çikolatalı dondurmaya yaptığı gibi kaşıkla zihnimden çıkarmayı diliyorum ama o zaman.. sanırım belki de onu özlerim..
İnsanlar her yerde, her gün, diğerleri hakkında ten renkleri, dinleri, geçmişleri, ırkları, cinsel tercihleri... Ve sabıka kayıtları yüzünden başkalarını yargılıyorlar.
"... O ifade hâlâ oradaydı ama o an hâkim olan, onun gözbebeklerinin her milimetresini kaplayan, pişmanlık dolu bir pustu. Bu pus o kadar belirgindi ki Kat tek bir kelimeye bile gerek duymadan Carter'ın kendini nasıl hissettiğini anladı. Ve kendisi de tam olarak böyle hissediyordu."
"Beni yeniden bulduğunda çok kırılmış durumdaydım. Ama sen parçalarımı bir araya getirdin ve yaptığım hataların bugünkü kimliğimi oluşturduğunu fark etmemi sağladın. Başka hiç kimse bunu yapmazken bana inandın."
Sayfa 527 - Wes Carter, Kat'e evlilik teklifi ediyoKitabı okudu
….Carter, kendinden emin bir şekilde öne doğru eğilirken. “Shylock, ‘Bizi şişlediğinizde, kanımız akmıyor mu? Bizi gıdıkladığınızda, kahkaha atmıyor muyuz? Bizi zehirlediğinizde, ölmüyor muyuz?’ diyor. Dini ya da etiketi ya da her neyse, ne olursa olsun, onu pislik gibi davranan o aşağılıklar gibi kendisinin de bir insan olduğunu vurguluyor. İnsanlar her yerde, her gün, diğerleri hakkında ten renkleri, dinleri, geçmişleri, ırkları, cinsel tercihleri… ve sabıka kayıtları yüzünden başkalarını yargılıyorlar.”
Bakışlarını kaldırıp Kat’e baktı.
“Dünya berbat bir yer ve Shylock tüm oyun boyunca buna parmak basacak cesareti olan tek kişi. Buradaki ironi, akılsız, kötü, eğitimsiz Yahudi’nin bunu yapacak cesareti olması bunu önemli kılıyor. Onun bir Yahudi olması, sadece hikayenin konusunu oluşturan bir araç.”
Bugün onun kokusunu aldım. Max’le birlikte bir meyve tezgahının yanından geçiyorduk. Şeftaliler. Tatlı şeftaliler. Saçları şeftali gibi kokuyordu. Biraz şeftali satın aldım. Max bana manyak dedi. Sanırım haklı.
Yüzü solgundu, yeşil gözleri cansız ve donuktu. Gözlerinin altındaki mor halkalara baktı, sonra da parmaklarını saçlarının arasından geçirdi. Kestane kızılı gür saçlarının her zamanki canlılığından eser yoktu. Kuru ve hacimsiz bir şekilde omuzlarının üzerine dökülüyorlardı.