Stanislaw Obirek, günümüz kültüründe din, dinler arası diyalog, Nazi soykırımının sonuçları, dinler ve kültürler arasındaki çatışmaları aşmanın yolları üzerine düşünen ve çalışan bir teolog ve kültür tarihçisidir. 1975 yılında Jagiellonian Üniversitesi’nde tiyatro okumaya başlamıştır. Aradan bir yıl geçtikten sonra Stanislaw Musial’ın etkisiyle Cizvit Tarikatı’na katılan Obirek, 2005 yılında Tarikat’tan ayrıldığını ve papazlıktan istifa ettiğini açıklamıştır. Bu kararının ardında yatan nedenleri, Andrzej Brzeziecki ve Jaroslaw Makowski’yle gerçekleştirdiği nehir söyleşiden oluşan Przed God [Before God, Tanrının Huzurunda] kitabında açıklamıştır. Polonya’nın önde gelen entelektüel figürlerinden biri olan Obirek’in Zygmunt Bauman’la beraber günümüz dünyasında ve bireylerin gündelik yaşamlarında maneviyatın ve dinin yerini irdeledikleri ve aralarındaki diyalogun ilk dışavurumu olan Of God and Man kitabı, 2013 yılında Polonya’da, 2015 yılında İngiltere’de yayımlanmıştır. Söz konusu diyalogun serpilip gelişmesini takiben, Obirek ve Bauman’ın kendi kişisel tarihlerinden yola çıkarak günümüz dünyasında hâlâ canlılığını koruyan kimlik, iyi ve kötü, seçim ve sorumluluk, insan haysiyeti gibi kavram ve ikilikleri birlikte düşünüp tartıştıkları On the World and Ourselves (Dünyaya ve Kendimize Dair) kitabı ortaya çıkmıştır. Stanislaw Obirek, Varşova Üniversitesi’nde Teoloji ve Din Çalışmaları Kürsüsü’nde ders vermektedir.
Adem ve Havva'nın soyundan gelenler, yasak meyveden alınan o uğursuz ısırıktan beri özgürler. Şeylerin olduğundan daha farklı olabileceğine, daha farklı davranabileceklerine yani daha farklı seçimler yapabileceklerine dair bilinçli oldukları için özgür olmayı bırakamazlar.
Kitap ağırlıklı olarak insan haysiyetini,iyiyi kötüyü sosyolojik ve teolojik anlamda argümanlar, alıntılar ve tarihi yorumlar sunarak ortaya koymaya calisiyor .Özellikle verdiği mitleri yorumlayış biçimi aynı mitlerin islamdaki algılanışı konusunda toplumsal ve dinsel öğretilerin yorum farkının ne kadar uç yönlerde olabileceğini fazlasyla gösteriyor.İnsanların arkadaslık ,vicdan,bellek gibi kavramlari algılayıs ve sergileyiş biçimlerini sorgulamalar halinde sohbetlerle sunuyor.
Genel olarak bana bir boy büyük gelen bir okuma. Okumak epey zaman alıcı ve yorucu. Özellikle benim gibi sosyolojik konularda cahil biri için. Ama ikinci okumamda daha iyi haz edeceğini düşünüyorum .
Not alarak, kendim için ilerisi için alıntılar yaparak okuduğum için kitabı okumayı bitireli çok olduğu halde benim için ancak bugün tam anlamıyla bitti. Kitabın en sevdiğim yanı ise okuyucuyla karşı karşıya konuşuyormuş hissi ve sonrasında sorgulattıkları ve kazandırdığı yeni bilgiler ile yeni bakış açıları . Tekrar okuyacağıma emin olduğum kitaplardan biri çünkü her okuduğumda farklı bilgiler edinebileceğimi ve bakış açımda da olumlu etkileri olabileceğini düşünüyorum