Şükrü Hüseyinoğlu

Şükrü HüseyinoğluEvlerimizdeki Truva Atı: Televizyon yazarı
Yazar
9.0/10
26 Kişi
96
Okunma
6
Beğeni
2.199
Görüntülenme
   "İnsanların içine düştüğü temel sapmalardan biri, yüce Allah'ın beyan ettiği iman-amel bütünlüğünü parçalamak ve amelsiz bir imanın da makbul olacağı yanılgısına düşmek olmuştur."
"Sözde değil özde Müslüman olmak, zalimlerin izin verdikleri kadar değil, alemlerin Rabbinin istediği şekilde Müslüman olmak demektir."
Reklam
"Tıpkı önceki ümmetlerde olduğu gibi, 'La ilahe illallah diyene cennet çantada keklik', 'hangi günahı işlersek işleyelim ateş bize ancak az bir süre dokunacak' anlayışları geliştirildi, iman-amel bağı koparıldı. Cennet  ucuzlatıldıkça ucuzladı. Kur'an'ın cennetin bedelini bildiren ayetleri tekzip edilircesine yapıldığı tüm bunlar."
  "İslam, insanlar öldüklerinde nasıl bir merasimle toprağa verilecekleri sorusuna cevap olarak ve insanların cenazeleri ortada kalmasın diye gelmedi. Bu dinin temel kaynağı Kur'an-ı Kerim de insanlar öldüğünde arkalarından sevap niyetine okunup ruhlarına bağışlansın diye gönderilmedi. Hayat Kitabı Kur'an'ın bir ölüler kitabı muamelesi görmeye başlanması sonucu, hayat alanlarında oluşan boşluğu hurafeler, bidatler, İsrailiyat ve mistik kaynaklı menkıbeler/masallar doldurdu." 
"İlk Kur'an nesli 'kıl beşini, yap işini' veya 'namazını kıl, etliye sütlüye karışma' demediği, hayatı namaz eksenli yaşadığı ve etliye sütlüye karışmayı namazlı olmanın mutlak bir gereği olarak gördükleri için mescidleri hayatın kalbi kılmıştı." 
"Pratiğe yönelik olarak okunması gereken ve meydanların, parlamentoların, mekteplerin kitabı Kur'an, cenaze merasimlerinin ve mezarlıkların kitabı olarak görülmeye başlanınca meydanlar, parlamentolar, mektepler batılın egemenliğine teslim oldu."
Reklam
"Bugün alabildiğine işlevsizleştirilen, hayattan koparılıp sadece namaz vakitlerinde adeta bir mesai mantığıyla açılıp kapanan, birçok insanın sadece bayram ve cuma namazlarında uğradıkları, bazıları içinse yalnızca cenaze kaldırma yeri anlamı taşıyan mescid ve camilerimizi görünce ne kadar mahzun, ne kadar kederli olduklarını hissedebiliyoruz."
Yaşamamız gerekiyor.
Dünya ve ahiret saadetinin yegane kaynağı olan İslam'ı benimsemek, bir iddiadan ibaret kaldığında bir anlam ifade etmiyor.
Sosyal medya kuklaları
İnsanlar iradelerinden o kadar koparılmış, akıl o kadar işlevsizleştirilmiş ve neticede insanlar o hale gelmiş ki, medya kendilerine neye bak diyorsa ona bakıyor, neyi al diyorsa onu alıyor, neye iyi diyorsa onu iyi biliyor, neye kötü diyorsa onu kötü biliyor.
Reklam
İnsan hayatı, asla anlamsız bir süreç değildir. İnsanlar kendi iradeleriyle, var ediliş gayelerini bir tarafa bırakıp hayatı anlamsızlaştırabilirler, ama bu, ziyandan başka bir sonuç doğurmaz. Aslolanı ise, hayatı anlamından koparmamak, onu Rabbani yörüngesinden çıkarmamaktır.
"Ilımlı İslam, Türk İslamı, liberal İslam gibi tüm terkip ve projeler, karşı konulamayan, mağlup edilemeyen İslamı manipüle etme, yatağından saptırma girişimleridir. Hedef; zulümle uzlaşan, zalime kıyam etmeyen, hatta payanda olan, protestanlaştırılmış bir İslam (!) peydahlamak ve böylece zulüm ve sömürü düzenlerinin önündeki yegane direnci bertaraf etmektir. Yazar Abdullah Yıldız'ın ifadesi ile Kur'an'sız, cihatsız, şeriatsız bir İslam hedeflenmektedir." 
"Kur'an'dan öğreniyoruz ki geçmiş ümmetleri dinleri konusunda laubali ve duyarsız kılan temel etken, iman-amel bütünlüğünü parçalayıp, nasıl bir hayat yaşarlarsa yaşasınlar ahirette az bir süre cezalandırılacakları ve peygamber ve din adamlarının şefaatiyle azaba uğramaktan kurtulacaklarına inanmış olmalarıydı."
"İslam'ın tevhid ve adalet eksenli aydınlık mesajına tabi olmayanlar, kaçınılmaz olarak kula ve maddeye kulluğun karanlığına mahkum olurlar."
Sayfa 134Kitabı okudu
Müslümanlık, asla kültürel bir niteleme değil, bilinçli bir tercihin ve bu tercihe binaen alemlerin Rabbi'ne teori ve pratikte teslim olmanın adıdır.