Bir insan başka bir insanın bütün boş çekmecelerini doldurabilir mi? Âşıkken doldurdu zannediyoruz işte. Aşktan uyanınca da, boş çekmecelerle ne yapacağımızı şaşırıyoruz.
Yaşarken mutsuz geçtiği düşünülen dönemlere yıllar sonra dönüp baktığında o zamanlar aslında mutlu olduğunu fark eden çoktur. Mutluluğu mutluyken algılamak (görünce tanımak), olgunlaşmanın bir getirisi/göstergesidir.
Cinsel fantezi ya da arzular, sosyal kimliklerle, değer, inanç ve ideallerle örtüşmek zorunda değildir. Bilakis iç denge için kimliklerine karşıt fanteziler geliştirmiş olabilirsin. Örneğin iş yaşamında çok önemli, hayati kararlar veren güçlü bir yönetici ya da cerrah olabilir ama yatakta hükmedilmek, teslim olmak isteyebilirsin. Kamusal alanda eşitliği, adaleti, insan haklarını savunan idealist bir hukukçu, akademisyen ya da aktivist olabilir ama yatakta bağlanmayı, acıtılmayı, aşağılanmayı düşleyebilirsin. Doğaldır, normaldir. Cinsel tatmin, kendini tutmanın, bastırmanın, utancın bittiği yerde yaşanır.
Bakire (evlenilecek kadın), fahişe (eğlenilecek kadın), kutsal ana.. Kadın bölünmeye çalışılmış ki daha az tehditkâr olsun. Hepsi bir bedende birleşince başa çıkılmaz bir güç olacak çünkü.
“Hayatını alacaklı gibi yaşamak, hayatın getirdiklerini kucaklamayı engelleyen bir tutumdur. Kişi eski zararı tazmin etmeye çalışırken, yaşanan günün kârını elinin tersiyle iter.”
“Narsist birey [Patolojik] öz farkındalığa sahip çıkarak kendini geliştirmeye ve iyileştirmeye çalışmak yerine fark ettiklerini inkâra, gerçekligi unutmaya ve ona bu farkındalığı yaşatanlara bedel ödetmeye yönelir.”
-Şule Öncü, Hepimiz Narsistiz, Destek Yayınları, syf: 56
Kadınla erkek arasındaki geleneksel rol dağılımı ve erkekliğe atfedilen “yüksek” değerler; kadını ilişkiye daha fazla emek vermek ve erkeğe tabi olmak zorunda bırakır çoğu zaman.