Süleyman A. Örnek

Süleyman A. ÖrnekNietzsche'siz Hayat Bir Hatadır yazarı
Yazar
7.9/10
37 Kişi
132
Okunma
11
Beğeni
3.269
Görüntülenme

Hakkında

27 Mayıs 1967 tarihinde Denizli’de doğdum. Üniversite öğrenimimi On Dokuz Mayıs Üniversitesi, Yabancı Diller İngilizce Bölümü’nde tamamladım. Daha Sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde yüksek lisans çalışmamı “Nietzsche’de Yaşama Sorunu” adlı tezimle bitirdim. İlk romanım olan “Kaybetmeye Övgü” 2003 yılında Galata Yayınları tarafından yayımlandı. Bu romanda kaybetme duygusu etrafında tercihlerin, mahkumiyet gibi yaşanan evliliklerin ve yaşamın samimi bir sorgulanması yer almaktadır. “İntihar Etüdleri Dairesi” adlı romanım ise önce 2008 yılında Plato Yayınları tarafından, 2010 yılında ise Nemesis Kitap tarafından yayımlandı. Bu romanda intihar gibi trajik bir olguyu çok katmanlı bir ironiyle ele almaya çalıştım. Çıkış noktası Aristo’nun “İntihar devlete karşı işlenmiş bir suçtur” cümlesi olan bu roman esasen yoğun bir devlet-otorite eleştirisi olarak da okunabilir. Yine Nemesis Kitap tarafından 2010 yılında “Cehennem Öyküleri” adlı öykü kitabım yayımlandı. Bilerek ya da bilmeden hayatı birbirimiz için nasıl bir cehenneme çevirdiğimizi ve masumiyetimizi yavaş yavaş nasıl yitirdiğimizi anlatan bu öykü kitabı metafizik cehennemden çok aslında yeryüzü cehennemleriyle ilgili.          Son dönem çalışmalarımdan olan “Nietzsche’siz Hayat Bir Hatadır” isimli popüler felsefe kitabım da yine Nemesis Kitap tarafından 2012 yılında yayımlandı. Nietzsche’nin ayrıntılı bir yaşam öyküsünü, onun kadınlara, aşka, sosyalizme ve hayata bakışını irdeleyen bu çalışma aynı zamanda onun aforizmalarının toplu bir değerlendirmesini de içermektedir. Bu kitap, insanı görkemli bir noktaya ulaştırmak isteyen Nietzsche’ye giriş kitabı olarak da okunabilir. Yine son dönem çalışmalarımdan olan “Niezsche’de Yaşama Sorunu” adlı yüksek lisans tezim ise Belge Yayınları tarafından 2012 yılında yayımlandı. Bu kitapta ise Nietzsche’nin Sokrates’le başlayan geleneksel Batı metafiziğine ve bu çizginin doğurduğu nihilizme getirdiği eleştiriler yer almaktadır. Nietzsche’nin insanı yücelten ve yaşamın nasıl olumlanlanması gerektiğini gösteren çözümlemeleri de bu kitapta bulunmaktadır. Son dönemde özellikle ilgimi çeken felsefe temelli kişisel gelişim üzerinde eserler vermek üzere çalışmalar yapmaktayım.
Tam adı:
Süleyman Ayhan Örnek
Unvan:
Kişisel Gelişim Danışmanı - Yaşam Koçu
Doğum:
Denizli, 1967

Okurlar

11 okur beğendi.
132 okur okudu.
7 okur okuyor.
141 okur okuyacak.
3 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Biz bu ülkenin insanları olarak: Birbirimize karşı nazik, özenli ve saygılı olmadığımız için iyi değiliz; Adalet duygumuz olmadığı için iyi değiliz; İnsanları olduğu gibi kabul edip sevebilecek yüreklerimiz olmadığı için iyi değiliz; Niteliksiz ve sığ olduğumuz için iyi değiliz; Makama-mevkiye tapacak kadar 'hıyarerşik' olduğumuz için iyi değiliz; Empati makamından bu kadar uzak olduğumuz için iyi değiliz; Güvensiz ve kurnaz olduğumuz için iyi değiliz.
Sayfa 193
Orhan Veli'nin o harika dizelerindeki gibi yaşıyoruz biraz: 'Düşünme,arzu et sade. Bak böcekler de öyle yapıyor...'
Sayfa 72
Reklam
"Dinin siyasallaşması en çok dinin kendisine zarar veriyor. Allah'la kul arasında olduğunda çok masum ve gerekli bir kurum olan din, belli çıkar çevrelerine hizmet için siyasallaştırıldığında ise kirleniyor ve kamplaştırıcı bir şeye dönüşüyor. Maalesef din bu ülkede cahil,niteliksiz ve kurnaz insanların elinde bir taciz aracına dönüşmüş durumda. Buna 'dinsel taciz' diyebiliriz sanırım. Böyle insanların elinde din: Her türlü hırsızlığı meşrulaştırma aracı; Erkek egemen toplumun bir silahı; Masum,müteyeddin insanları sömüren büyük bir istismar aracı; Nefret söylemi üreterek insanları kamplaştırma-ayrıştırma aracı; Demokratik yaşam tarzına alternatif görüldüğü için demokrasi düşmanı; Farklı olana yaşam hakkı tanımayan bir baskı aracı; Haksız rekabet doğuran siyasi bir aktör; Toplumu Araplaştırma aracı; Bilimin,ilerlemenin önünde en büyük engel... Bu haliyle bazılarını mutlu eden din kurumunun, belli toplum kesimlerinde de ciddi bir mutsuzluk yarattığı kesin. Dinin bir baskı ve sömürü aracına dönüşmediği toplumların dünya ölçeğinde daha mutlu olduklarını biliyoruz. "
Sayfa 177
Friedrich Nietzsche Okuma Etkinliği
*Etkinlik sona ermiştir 📚 (Önemli 5 iletiye aşağıdaki⬇️ linklerden ulaşabilirsiniz.) 25 Ağustos 1900'de, 19.yüzyılın kapılarını da ardından kapatarak Weimar'da öldüğünden bu yana 119 yıl geçti. "Bazıları öldükten sonra doğar"(S.44) der Nietzsche Ecce Homo'da. Öyleyse neden bu büyük filozofun öldüğü 25 Ağustos'ta başlayacak okuma
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
224 syf.
·
Puan vermedi
Mutsuzluğun Başkenti Türkiye'de Aslında yaşadığımız zamanların hâkim üretim biçimi kapitalizmin hiçbir zaman 'mutluluk' diye bir derdi olmadı. Ama şimdi iş sonunda gelip 'mutluluk'a dayandı. Peki kapitalizm birden insancıllaştığı için mi mutluluğu yeniden keşfetti? Ya da geçmiş zalimliklerinin doğurduğu vicdan azabından mı şimdi bir 'mutluluk misyoneri' kesildi? Cevap, tahmin edebileceğiniz gibi hayır. Kapitalizm mutluluğu keşfetti, çünkü mutluluğun işine yarayabileceğini fark etti. Mutlu bir satış elemanı daha çok satıyor, mutlu bir çalışan daha verimli çalışıyor, mutlu bir müşteri daha fazla kâr getiriyor vb. Yani artık mutluluk 'iş'in önemli bir parçası. Yani, artık stratejik olarak mutlu olmamız gerekiyor. Bu kitapta aşağıdakiler gibi pek çok soruya yanıt bulacaksınız.
Mutsuzluğun Başkenti Türkiye
Mutsuzluğun Başkenti TürkiyeSüleyman A. Örnek · Nemesis Kitap · 201537 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitaba başlarken bu kadar üzerine düşüneceğim aklıma gelmemişti. Evet etrafımızdaki mutsuz kesimi görüyoruz ve üzülüyoruz. Kısır döngü bu. Bu kitap da yazılmış en büyük öz eleştirilerden bir tanesi bence. Her bir vatandaşımızın okuyup üzerine saatlerce konuşması gereken bir eser. Keşke köyden kente göçmesek ve hep 70lerde kalsaydık
Mutsuzluğun Başkenti Türkiye
Mutsuzluğun Başkenti TürkiyeSüleyman A. Örnek · Nemesis Kitap · 201537 okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
ABD merkezli kamuoyu araştırma şirketi Gallup'un 2015 yılında 143 ülkede yaptığı mutluluk araştırmasında Türkiye, Bangladeş ve Sırbistan ile aynı puanı alarak sondan üçüncülüğü paylaştı. Türkiye, 2013 yıhnda aynı şirketin yaptığı mutluluk araştırmasında ise 135 ülke arasında 97nci olmuştu. Yani gittikçe artıyor mutsuzluğumuz. İyice dibi gördük. Basbayağı mutsuzuz işte. Hem de öyle Gallup söylüyor diye değil. Çıkın evinizin dışına durumu kendi gözlerinizle görün. Gülümseyen, gözleri ışıl ışıl bakan, birbirine selam veren, nazik, sakin ve huzurlu yüzler görüyor musunuz caddelerde? Ben pek görmüyorum nicedir. Ya da evinizin dışına çıkmayın. Sadece içeri bakın. Nasıl ortam? Musmutlu mu? Yoksa özensizlik, şiddet, öfke ve iletişimsizlik kol mu geziyor? Cevabınızı duyar gibiyim. Aslında yaşadığımız zamanların hâkim üretim biçimi kapitalizmin hiçbir zaman mutluluk diye bir derdi olmadı. Ama şimdi iş sonunda gelip mutluluk'a dayandı. Peki kapitalizm birden insancıllaştığı için mi mutluluğu yeniden keşfetti? Ya da geçmiş zalimliklerinin doğurduğu vicdan azabından mı şimdi bir 'mutluluk misyoneri' kesildi? Cevap, tahmin edebileceğiniz gibi hayır. Kapitalizm mutluluğu keşfetti, çünkü mutluluğun işine yarayabileceğini fark etti. Mutlu bir satış elemanı daha çok satıyor, mutlu bir çalışan daha verimli çalışıyor, mutlu bir müşteri daha fazla kâr getiriyor vb. Yani artk mutluluk işin önemli bir parçası. Yani, artık stratejik olarak mutlu olmamız gerekiyor.
Mutsuzluğun Başkenti Türkiye
Mutsuzluğun Başkenti TürkiyeSüleyman A. Örnek · Nemesis Kitap · 201537 okunma