Süleyman Arif Emre (d. 1923, Besni, Adıyaman, Türkiye), Türk siyasetçi, şair.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Serbest avukatlık, 2(XIII). Dönem Adıyaman, 4.(XV), 5.(XVI), XX. ve XXI. Dönem İstanbul Milletvekilliği ile Devlet Bakanlığı yaptı. Milli Nizam Partisi'nin kurucu genel başkanı, Milli Selamet Partisi'nin kurucu üyesiydi. Evli ve 4 çocuk babasıdır. Türkiye siyasi hayatının yaklaşık son elli yılına tanıklık eden, Hürriyet Partisi’nde siyasete başlayıp Yeni Türkiye Partisi’nde devam eden Arif Emre; asıl hizmetini Milli Görüş Hareketi'nin temellerini atmakla yaptı. Erbakan liderliğinde kurulan Milli Nizam Partisi’nin programını hazırlayan, bu partinin kapatılmasından sonra Milli Selamet Partisi’ni kurup başkanlığını deruhte eden, daha sonra sırasıyla Refah Partisi, Fazilet Partisi ve Saadet Partisi yönetiminde görev alan, beş dönem milletvekilliği yapan Süleyman Arif Emre, Siyasette Otuzbeş Yıl kitabıyla, hatıralarını belgeleyip istifademize sunmuş bulunuyor. Tüm şiirlerini Suların Şarkısı isimli kitabında toplamıştır. Diğer bir kitabı da Namazın Hayati Özellikleri adını taşır.
Halen Millî Gazete'de günlük yazılarıyla deneyimlerini paylaşmaktadır.
Allah yaratılmışların ne aynıdır, ne gayrıdır. Aynı dersek aynı olmakla zatını ve kudretini sınırlandırmış oluruz, gayri dersek gayri olmakla sınırlandırmış ve yaratılmışlarda vâcibul vücud gibi bir mâhiyet vehmederek hataya düşmüş oluruz.
(Avrupa Birliği'ne girme meselesi.)
Bu mesele milletimiz için bir ölüm kalım meselesidir.
Müslüman Türkiye olarak kıyamete kadar bayrağımızın altında hür ve bağımsız yaşayacak mıyız?
Yoksa birleşik Avrupa devletinin federal yapısı içerisinde bir eyalet olarak vatanımızı, devletimizi, bağımsızlığımızı ve bayrağımızın şerefini onlara teslim ederek haritadan silinecek miyiz?
Bizler bu suallere çok şükür;
Hayır, asla teslim olmayacağız. İstiklalimizi tâ kıyamete kadar canımız, kanımız pahasına da olsa korumaya azimli ve kararlıyız diye cevap verenlerdeniz. Milletimizi vatansız, devletsiz, istiklalsiz, istikbalsiz bırakmak istemiyoruz, bırakmak isteyenlerden değiliz..
“Kan tutar sen her bakışta kastedersen cânıma
Yâremi sar merhem ol da akmasın kânım benim
Arif Emre her ne etse râzıdır fermânına
Sahibimsin hem efendim hemde sultânım benim.’’
Süleyman Arif Emre, yakın zamanda Rahmet-i Rahman'a uğırladığımız, Hocamızın kadim dostlarından..
Bir hukukçu bir ilahiyatçıdan daha güzel anlatabilir mi? Evet, bu iman gücüyle alakalı. Namazı yeri geldiğinde sağlık açısından tıbbi terimlerle ilginç bir şekilde, yeri geldiğinde hukuki normları kullanarak, en ilginci de bu yöntemle anlattığı halde içinden maneviyatı eksiltmeyerek anlatmış. Elhamdülillah, Allah nasip etmiş. Allah ondan razı olsun. Mutlaka okunması gereken kitaplardan. Her evde bulunmalı. Özellikle yeni yetişen gençlerimizin de ilgisini çekebilecek cinsten bir anlatımı var. İstifadelerinize..
Bu kitapta Sübhaneke duası ve Fatiha süresi geniş çaplı bir şekilde ele alınmıştır. Yazar namazın bedenimiz üzerindeki tüm uzuvları üzerinde olan şifalarını anlatmaktadır. Öyle ki yabancı bilim adamlarının fiziki beden hareketlerinin namazla birebir aynı olduğuna dem vurulmuştur. Örnek vermek gerekirse kolları dirseklere kadar yıkamanın kalbe yararlarından, secde hâlinde beyine kanın gitmesinden vücuda faydalarından bahsetmektedir. Sıkılmadan okuyacağınızı ve namaz kılmayanların kılacağına, kılanların ise daha fazla dikkate alacağı kanaatindeyim. İyi okumalar dilerim...
Ne söylenir nasıl söylenir bilemiyorum. 2 sene vardır, Süleyman Arif Emre'nin evine gitmiştim... Elimde "Siyasette 35 Yıl" adındaki 3 ciltlik eseri... Hocanın şiir kitabından haberdarım bazı şiirlerini de ezbere biliyorum ama sohbet esnasında mevzu bir türlü şiire gelmiyor. Bir boşluğuna denk getirip "Necip Fazıl şiirlerinizi beğenirmiş hocam öyle mi?" diye sorunca, hoca "tabii tabii benden şiirlerimi aldı aylarca yanında sürükledi. Büyük Doğu'da bile şiirlerim çıkmıştı benim" dedi. Tam fırsatı deyip "hocam kitaplığınızda gözüme takıldı şiir kitaplarınızın bazısından iki tane var bugünün hatırına bana bir tanesini hediye eder misiniz dedim. " Hangisini dedi? Şunlar deyip hocanın ilk baskı kitaplarını gösterdim. Onlar olmaz ama dedi.... Hocam vallahi sahaflarda bulamadım keşke bulabilseydim gelip burada onu da imzalatırdım size dedim. Gel bakayım yanıma dedi, gittim beni tut kalkmama yardım dedi. Götürdü bir dolaba aç bakayım şurayı dedi. Açtım dolapta yüzlerde "Aşkın Aşkı" var. Kaç tane istersin evladım dedi? Hocam bir tane kafi dedim 2 tane tutuşturdu elime. Şimdi ara sıra kitaplığımın önüne gidip hocanın ithafıyla imzasına bakıyorum.
Mekanın cennet olsun Süleyman Arif Emre....
İnşallah peygamberin müjdelediği yerde, kılıçların gölgesi altındasındır.
Aşkın AşkıSüleyman Arif Emre · Keşif Yayınları · 06 okunma