"Ben, bu toplumun ürünüyüm." der, Bulutsuzluk Özlemi grubunun solisti Nejat Yavaşoğulları verdiği bir röportajda. Ve ekler: "Yanıyor mu Yeşil Köşkün Lambası veya bir Müzeyyen Senar şarkısı benim burnumu sızlatır her zaman". Rock söyleyen biri olarak yaşadığı toplumun içinden çıkan türkü ve sanat müziğinin kendi üzerindeki etkisini belirtir böylece. Aslında hepimiz böyleyiz, yani içinde yaşadığımız toplumun bir parçası ve yansımasıyız.
Okullarda değinmeler biçiminde var olan siyaset (bilim) konularının, tarih ve/ya sosyal bilgiler dersiyle ilişkilendirilerek verildiğini görmekteyiz. Bu açıdan siyaseten 'vebali' yüksek iki alan dersinden söz ediyoruz aslında. Bundan olsa gerek, siyaset okuryazarlık üzerine çalışma yapan araştırmacıların profillerine bakıldığında, bu alanlarda uğraş verenlerin önemli bir kısmının tarih eğitimi, vatandaşlık eğitimi, sosyal bilgiler eğitimi konularında ilgilerini eksik etmediklerini fark ediyoruz. Siyaset bilimciler arasında henüz bu konuya bir eğilim yok.
19. yüzyıldan önce, siyasetle ilgilenmemek bir şey fark ettirmezdi. Ama şimdi... Öyle bir zamandayız ki insanlar politikadan kaçamazlar; bir biçimde etkisi altındalar.