Tanrı dünyayı ve dünyadaki herşeyi yarattı, ama hiçbir şeyin adını koymadı. İncelik gösterip sustu ve evreni varoluşun salt ve çıplak ışığında parlamaya bıraktı. Böylece yığınca adsız şeyi insanın insafına bıraktı ; insanoğlu ise kilin uyuşukluğundan sıyrılır sıyrılmaz çevresinde ne var ne yoksa adlandırmaya başladı. Bu adlar herşeyi bir kil tabakasıyla örttü ve ona gölge vurdu.